ÇEVRENİN TAKSİRLE KİRLETİLMESİ SUÇU

Çevrenin taksirle kirletilmesi suçu Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) Çevreye Karşı Suçlar kısmında 182. maddede (1)Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Failin çevreyi kirletme isteği olmamasına rağmen meydana gelebilecek zararı öngöremeyerek atıkları suya, havaya ya da toprağa bırakmasıyla suç oluşmaktadır.

TCK madde 182/2’de suçun nitelikli hali düzenlenmiştir. Nitelikli hal, insanlarda ya da hayvanlarda tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkması, üreme yeteneğinin körelmesi, hayvanların ya da bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atıkların suya, havaya ya da toprağa taksirle bırakılmasıyla oluşmaktadır. Suç uzlaştırmaya tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Ayrıca suç, şikayete bağlı suçlardan da değildir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2014/36306 sayılı kararında, Süleyman Reis-2” isimli balıkçı teknesinin kaptanı olan sanığın trol ile balık avcılığı yaptığının Sahil Güvenlik ekibince tespit edilmesi üzerine, trol takımının halatlarını keserek denize bırakmak suretiyle çevreyi kasten kirlettiği iddia edilmiştir. Balık avında kullanılan trol donanımının oldukça değerli olduğu, balıkçıların yasa dışı avcılık nedeniyle ağların müsaderesini engellemek için yakalanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarında halatlarını keserek trol ağını denize bırakıp koordinatlarını belirledikleri, kısa bir süre sonra aynı yere giderek çapa ve benzeri aletler kullanmak suretiyle ağları denizden çıkararak avcılığa devam ettiklerinin bilinmesi ve bu maddelerin deniz dibinde kalıcı olmaması nedeniyle kirlilikten bahsedilmesinin de mümkün olmaması karşısında, sanık hakkında verilen beraat kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır.” ağların denize atılmasının çevre kirliliği olmayacağını belirtmiştir.

Bir başka Yargıtay kararı daha sizlere sunmak isteriz.

“Sanıkların … çalışanları olduğu, olay günü temyize gelmeyen diğer sanıkların işletmeciliğinden sorumlu oldukları akü geri dönüşüm tesisinden meydana gelen tehlikeli atıkların, sanıkların gözetim ve kontrolünde bulunan hafriyat alanına döküldüğü ihbarıyla yapılan tespitte, sanıkların çöp döküm alanına, gereken yükümlülüklere uymaksızın tehlikeli atıkların doğrudan alıcı ortam olan toprağa verilmesi eylemine iştirak ederek çevrenin kasten kirletilmesine neden oldukları iddia edilmiştir. Bilirkişi raporunda, suça konu atıkların kurşun ısıl metalürjiden kaynaklanan atıklar olduğu belirlenmiş, tehlikeli atık sınıfında olduğu anlaşılmıştır. Sanıkların, akü geri dönüşüm işleminden meydana gelen tehlikeli atıkların hafriyat alanına dökülmesi şeklinde gerçekleşen eylemde, dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle çevrenin taksirle kirletilmesine neden oldukları anlaşılmıştır.” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/14345 K.)

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir