Kıymetli evrakın; hak sahibinin elinden rızası dışında çıkması, çalınması, yıpranma nedeniyle temel unsurlarının anlaşılmaz hale gelmesi gibi durumlar kıymetli evrakın zayi olması kurumuyla ifade edilmektedir. Bu halde hak sahibinin, herhangi bir zararın veya hak kaybının meydana gelmesini önlemek için başvurabileceği çeşitli yolar bulunmaktadır. Başvurulabilecek yolları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Ödeme Yasağı Kararının Talep Edilmesi
Kıymetli evrak zayi olduğunda hak sahibinin öncelikle ve önemle başvurması gereken yollardan biri, ödeme yasağı kaydının talep edilmesidir. Bu talep için ödeme veya hamilin yerleşim yeri asliye ticaret mahkemesine başvurabilmesi mümkündür. Mahkemeye yöneltilen talepte hak sahibi, kıymetli evrakın kaybolma nedenini ve kıymetli evraka müdemmiç borcu belirtilmelidir. Talebin incelenmesinin ardından uygun bulunan taleplerde mahkeme, genellikle kıymetli evraka müdemmiç bedelin %10 ile %20’si arasında bulunan bir teminatın yatırılmasını istemektedir. Teminatın yatırılmasını takiben ödeme yasağına ilişkin karar verilmektedir.
Talebin uygun bulunması halinde mahkeme tarafından verilen ödeme yasağı kararının, borçlunun hak sahibi olmayan bir kişiye ödeme yapmasının önüne geçmek için derhal borçluya tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Belirtilen ödeme yasağı kararı, esas olarak bir ihtiyati tedbir türü olarak kabul edilmekte ve bunun sonucu olarak da ilgili kararın talebi ayrı bir davayla mahkemeye yöneltilebileceği gibi aşağıda açıklanacak olan davalarla (iade davası, iptal davasu vs.) birlikte de yöneltilmesi mümkündür.
- Kıymetli Evrakın İadesi Davası
Türk Ticaret Kanunu’nun poliçeye ilişkin “Elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme, iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içinde dava açmazsa, mahkeme, poliçeyi, sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır.” şeklindeki 763. maddesinden kıyasen yararlanılarak, kıymetli evrakın iadesi davası açılabilmektedir. Ancak bu davanın açılabilmesi için, hamilin hem kıymetli evrakın kimin elinde olduğunu bilmesi hem de kıymetli evrakı elinde bulunduran kişinin kıymetli evrakı elinde bulundurma konusunda herhangi bir hakka dayanmaması gerekmektedir.
- Kıymetli Evrakın İptali Davası
Kıymetli evrakı zayi olan hak sahibinin, hakkını kıymetli evrakı olmadan ileri sürebilmesinin tek yolu, yetkili ve görevli mahkemeden kıymetli evrakın iptaline dair bir iptal kararı almasına bağlıdır. İptal kararından sonra hak sahibi, iptal kararını borçluya ibraz ederek kıymetli evraka müdemmiç olan borcu talep edebilme imkanına sahip olmaktadır. Belirtilen hukuki imkan TTK’nin “Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.” şeklindeki 651. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Açıklanan hukuki yollar hakkında Yargıtay tarafından verilen emsal kararları alıntılamaktayız;
“Davacı, … adet çekin çalınan cüzdanın içerisinde bulunmaları nedeniyle zayi olduklarını ileri sürerek, ödeme yasağı konulmasını ve dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, çek iptali talebinde bulunma yetkisinin çekin lehtarı ile hamiline tanındığı, davacının lehtar veya hamil olmadığı, bu nedenle davacının çek üzerinde herhangi bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın ve ödeme yasağı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2014/6227 E., 2014/12674 K., 2.7.2014 T.)
“Davacı vekili, müvekkili bankanın Toptancılar Şubesi’nde bulunan bir kısım çek koçanları için imha tutanağı hazırlandığını ve imha edilmek üzere ayrılan … adet boş çek koçanının imha işlemi gerçekleştirilmeden kaybolduğunu beyanla bu çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iptali istenen çeklerin henüz boş olduğundan yasal unsurlarını içermediği, boş çekler, çek vasfını taşımadığından ve ayrıca iptali talep edilen boş çeklerin keşidecisinin davacı olduğu, çek keşidecinin zayii nedeni ile çek iptali davası açma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davacının açtığı iptal davasının ve ödeme yasağı talebinin reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2012/4376 E., 2013/3375 K., 25.2.2013 T.)
“Davacı, müvekkilinin …bank … Şubesi’nden aldığı, …bank … Şubesi’ne ait 1021814 çek nolu, 15.000,00 TL bedelli, 15/01/2016 keşide tarihli bir adet çeki lehtara göndermek üzere 01/10/2015 tarihinde … Kargo … Şubesi’ne verdiğinin, ancak çekin lehtara ulaşamadan kaybolduğunu ileri sürerek çek üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, çekin ziyaı halinde iptal davası açma yetkisinin lehtar ve hamile ait olduğu, keşidecinin iptal davası açma ve ödeme yasağı talebinde bulunma hakkının olmadığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir isteminin ve davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2016/4688 E., 2017/3402 K., 5.6.2017 T.)
Hukuk Desteği