ZİLYETLİK ÇEŞİTLERİ

Daha önceki yazımızda zilyetlik hakkında genel bir bilgiye yer vermiştik. (Lütfen Bkz.) Bu yazımızdaysa, zilyetliğin çeşitleri üzerinde yoğunlaşacağız. Zilyetliğin türleri: (i)asli zilyetlik – fer’i zilyetlik (ii)tek başına zilyetlik – birlikte zilyetlik (iii)hakka dayanan zilyetlik – hakka dayanmayan zilyetlik (iv)dolaylı zilyetlik – doğrudan zilyetlik şeklinde sınıflandırılabilmektedir. Mülkiyet hakkına kaynaklı malik sıfatına sahip olan kişiler; bu hak […]

Devamını Oku

GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU İLE HIRSIZLIK SUÇUNUN KARŞILAŞTIRILMASI

Güveni kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) Malvarlığına Karşı Suçlar kısmında madde 155’te düzenlenmiştir. TCK madde 155 “(1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, […]

Devamını Oku

ZİLYETLİK

Zilyetlik, taşınır/taşınmaz mallar üzerindeki hakimiyeti ifade eden bir kavramdır. Bu durum, mal üzerindeki fiili hakimiyet olarak belirtilse de zilyetlik sadece fiili hakimiyetten ibaret değildir. Türk Medeni Kanunu (“TMK”) m.973 zilyetliği, “Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır.” şeklinde tanımlamıştır. Peki bahsedilen […]

Devamını Oku

KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇU

Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) Malvarlığına Karşı Suçlar bölümünde, 160. maddede “Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis veya […]

Devamını Oku

ORMANLAR ÜZERİNDEKİ ZİLYETLİK

Ormanların kamu malı sayılmasının arkasında yatan neden, üzerinde zilyetlik kurulamayıp, tasarrufların kamu hukukundan doğan hak ve yetkilere dayanmasındandır. Ayrıca ormanlar tabi servetlerden sayıldığı için, devletin bu yerler üzerinde geniş bir biçimde kontrol ve denetim hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla ormanlar tescile tabi değildir ve zamanaşımı ile iktisaba elverişli değildir. Fakat bazı devlet ormanları hazine adına tescil edilebilmektedir. […]

Devamını Oku