İNTERNET ÜZERİNDEN HAKARET VE İFTİRA

Günümüzde yaygın bir kullanım alanına sahip olan sosyal paylaşım sitelerinin ve bu siteleri kullanan kişilerin artışı, internet üzerinden işlenen suçları da yoğunlaştırmıştır. Sözünü ettiğimiz bu ortamlarda dolandırıcılık, cinsel taciz, kişisel verileri hukuka aykırı yayma, hakaret, iftira gibi suçlar sosyal paylaşım siteleri üzerinden işlenebilecek suçlara sadece birkaç örnektir.

Bu yazımızda internet üzerinden hakaret veya iftiraya uğramış kişilerin başvurabileceği hukuki yolları açıklayacağız.

Ceza Yargılaması Bakımından:

Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını hedef alan söz ve yakıştırmalar, kişiyi toplum nezdinde küçük düşürmek amacı ile sarf edildiği takdirde hakaret suçu işlenmiş olacaktır. Kişiyi küçük düşürmek amaçlı belli siyasi kanaatin isnadı da hakaret suçunun oluşmasına sebebiyet verebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken isnat edilen fiil veya olgunun kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığıdır. Bunun tayininde toplumda hakim olan kanaat, teamül ve örf ve adetler dikkate alınır. Hakaret suçu kişinin yüzüne karşı veya gıyabında (arkasından) işlenebilir. Gıyabında işlenmesi halinde en az üç kişinin bu suça tanık olması gerekmektedir. Gıyabında işlenmesi mağdurun muhatap alınmadan hakaret edilmesi anlamına gelmektedir. Kanun koyucu fiilin iletişim yolları vasıtasıyla işlenebileceğini öngörerek kanuni düzenlemeye bunu da eklemiştir. Mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü her türlü iletişim aracı ile bu suç işlenebilir. Kamu görevlisinin görevinden doğan veya kişinin dini, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerinden ötürü, kişinin inandığı değerlerden bahisle hakaret edilmesi suçun nitelikli hallerindendir. Diğer bir nitelikli hal ise yazımızın da konusunu alakadar eden suçun alenen-kamuya açık işlenmesidir. Özellikle Twitter, Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerindeki kişilerin hesaplarında herkese görünebilir olarak edilen hakaretler kamuya açık sayılmaktadır. Bu durumda verilecek ceza altıda bir artırılır.

Mağdura yönelmiş olgu veya isnat ispat edilebilir ise faile ceza verilmez. Mağdurun bu hakaretin konusu kapsamında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunması halinde isnat ispatlanmış sayılır. Diğer hallerde isnadın ispatı, doğru olup olmadığının araştırılması, kamu yararı veya şikayetçi-mağdurun razı olması halinde mümkündür.

Hakaret suçu haksız bir fiile tepki olarak işlenmiş ise cezada indirim yapılabilir veya hiç ceza verilmeyebilir. Karşılıklı hakaretleşmede de aynı şekilde ceza indirimi yapılabilir veya ceza vermekten vazgeçilebilir.

Hakaret suçunun yargılaması, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi dışında mağdurun şikayetine bağlı olarak yapılır. Şikayet başvurusu mağdur veya failin yerleşim yeri Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak yapılmalıdır.

Yetkili makamlara ihbar ve şikayette bulunmak suretiyle ya da basın yayın yolu ile işlenmediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi iftira suçunu oluşturur. Buna göre iftira suçu üç şekilde gerçekleştirilebilir: “ihbar” veya “şikâyet” etmek suretiyle ya da “basın yayın” yoluyla. Ele alacağımız iftira suçunun işlenme şekli internet ortamında bahsettiğimiz sitelerde gerçekleştiği vakit suçun basın yayın yoluyla işlenmesi hali oluşmuş olur. Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar anlaşılmalıdır. Kanun, suçun oluşabilmesi için asılsız isnatların “yetkili makamlara” yapılması koşulunu arar. Bildirimde bulunan hukuka aykırı fiillerin yetkili makamları harekete geçirecek ciddilikte olması gerekmekte olup gerçekle uyuşmadığı çok açık şekilde belli olan fiillerin isnadında iftira suçu oluşmaz. Sosyal paylaşım sitelerinde işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.

Özel Hukuk Yargılaması Bakımından:

Hakarete-iftiraya uğramış kişi ceza yargılaması devam ederken veya karar çıkması halinde karardan sonra manevi ve maddi bir kayba uğramış ise faile karşı tazminat davası açabilecektir. Hakaret-iftira hukuka aykırı bir haksız fiildir. Haksız fiilden doğan sorumluluklar Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunun deyişi ile “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Kusurun belirlenmesinde hukuk hakimi ceza yargılamasının kararı ile bağlı değildir, ancak tarafların kusurluluk durumunu maddi olgular bakımından değerlendirebilmesi açısından ceza yargılaması hukuk hakimine fayda sağlayacaktır. Tazminat davasında tarafların sosyal ve ekonomik durumları çok önemlidir. Medyatik ve ekonomik durumu ortalama gelir seviyesinin üzerinde kişilerin talep ettiği tazminat miktarları ile ünlü olmayan vatandaşların talep miktarları arasında bu yüzden çok büyük farklar vardır. Ancak unutulmamalıdır ki manevi tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılamaz. Kanun hükmünde “zarar görene uygun bir miktar paranın tazminat olarak ödenmesine”  diye ifade edilmiştir.

Hakarete uğramış kişi bu fiilin toplum nezdinde olan etkisinden dolayı maddi kazançlarında kayıplar yaşamış olabilir. Bu kayıplar soyut ve afaki olmamalıdır. Mağdur, kişiliğine yönelmiş olgu ve isnatlardan dolayı somut ve beklenen haktan daha yüksek seviyede kaybetmiş olduğu kazançları, gelir kaybını ve maruz kaldığı hakaret ile bu kayıplar arasındaki illiyet bağını ispatladığı takdirde bunları da talep edebilecektir.

Erişimin Engellenmesi Bakımından:

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun bu konuda bir takım düzenlemeler getirmiştir. İnternette yapılan bir yayın sonucu kişilik hakları zedelenen kişi veya kurumlar içerik sağlayıcısından erişimin engellenmesini talep edebilirler. İçerik sağlayıcısı kişilere ulaşılamadığı veya olumlu cevap alınamadığı zaman yer sağlayıcısına başvurarak ya da yerleşim yeri sulh ceza hakimliğinden içeriğin yayından kaldırılmasını ve/veya içeriğe erişim engeli konulmasını talep edebilir. Bu talep kişilik hakkını ihlal eden yayın veya kısımla ilgilidir. Zorunlu olmadıkça hakim internet sitesinin tamamına erişimi engelleyemez. Hakim yayının ilgili kısmına yönelik erişimin engellenmesi ile ihlalin tamamen ortadan kalkmayacağına kanaat getirirse internet sitesinin tamamına erişim engeline karar verebilir. Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.

                                                                                                                        Hukuk Desteği

                                                                                                          

https://hukukdestegi.com/tr/2022/09/26/dilekce-hakkinin-kullanilmasi-ile-iftira-sucu-arasindaki-farklar/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir