Bilirkişiler, yargılama esnasında ortaya çıkan ve çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde mahkeme tarafından başvurulan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişileridir.
Bilirkişilik müessesesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmekteyken 3.11.2016 tarihinde yayımlanan Bilirkişilik Kanunu ile özel bir düzenlemeye kavuşmuş; bilirkişilerin görev tanımları, sorumlulukları ve nitelikleri ayrıntılı hükme bağlanmıştır. Daha önceki yazılarımızda bilirkişiliğin temel ilke ve sorumluluklarından (Bkz.İlgili yazımız…), bilirkişiliğe kabul şartlarından (Bkz.İlgili yazımız…) ve bilirkişiliğe kayıt usulünden (Bkz.İlgili yazımız…) bahsetmiştik. Bu yazımızda ise bilirkişilikten çıkarılmadan söz edeceğiz. İlgili Kanun’un 13. maddesinde düzenlenen bilirkişilikten çıkarılma halleri aşağıdaki gibi sayılabilir:
- Bilirkişiliğe kabul şartlarının sonradan kaybedilmesi
- Bilirkişiliğe kabul şartlarının taşınmadığının sonradan tespit edilmesi
- Kanuni bir sebep olmaksızın bilirkişilik yapmaktan kaçınılması
- Raporun verilen süre içerisinde mazeretsiz olarak verilmemesi
- Bilirkişilik görevi ve bu görevin gerektirdiği etik ilkelerle bağdaşmayan, güven duygusunu sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunulması
- Bilirkişiliğin temel ilkelerine aykırı olarak bilirkişilik faaliyetlerinde bulunulması
- Bölge kurulu tarafından yapılacak performans değerlendirmeleri sonucunda yeterli bulunulmaması
- Bilirkişilik süresinin dolmasına rağmen süresi içerisinde yenileme talebinde bulunulmaması.
- Bilirkişinin sicilden çıkarılmayı talep etmesi.
Yukarıda saydığımız hallerden 3., 4., 5., 6. maddelerdeki fiillerin gerçekleştirilmesi halinde yapılan ihlalin derecesi de gözönüne alınarak bilirkişilikten çıkarılma yerine uyarma veya bir yıla kadar geçici süreyle bilirkişilik listesinden çıkarma yaptırımı da uygulanabilir.
Bilirkişiler, bölge kurulları tarafından re’sen veya başvuru üzerine denetlenir. Denetleme, raporun mevzuata uygun olup olmadığı bakımından gerçekleşir, özel veya teknik bilgi bakımından denetleme yapılamaz ve özel veya teknik bilgi yönünden yapılan denetleme başvuruları da reddedilir. Bölge kurulu kararlarına karşı, kararın tebliğ veya ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde kararı veren bölge kuruluna itiraz edilir. Bölge kurulunun itiraz üzerine verdiği kararlara karşı yetkili idare mahkemesine dava açılabilir.
Hukuk Desteği