Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden çok uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli bir olasılık varsa mahkeme kararıyla bu kişi hakkında gaipliğine hükmedilir. Gaiplik kararının hukuki niteliği ve kapsamı hakkında (Bkz.İlgili yazımız…), gaiplik kararı verilen kişinin miras hakları hakkında (Bkz.İlgili yazımız…) daha önce yazılar yazarak sizlerle paylaşmıştık. Bu yazımızda ise gaibin iflasını inceleyeceğiz.
Gaiplik kararı verilebilmesi için kişinin ölüm tehlikesi içinde kaybolduğu tarihten itibaren 1 yıl veya uzun süre haber alınamadığı tarihten itibaren 5 yıl geçmesi gerekmektedir. Bu süre zarfında gaibin malları üzerinde tasarruf yetkisi aynen korunur ancak fiili idarenin gerçekleşmesi için gaibin malvarlığına bir kayyım atanır. Atanan kayyım, gaibin kanuni temsilcisi olur ve kanuni temsilci sıfatıyla gaibin malvarlığına ilişkin işlemlerde taraf haline gelir. Bu durumda gaip aleyhine icra takibi yapılabilir, iflası istenebilir. Borçlu yerine borçlu gibi hareket ederek gaibin zarar görmesini engelleme yükümlülüğü kayyımdadır.
Gaip borçlu aleyhine yapılan takiplerde taraf hala gaiptir, ancak gaibin bulunamaması sebebiyle ödeme emrine itiraz gibi icra ve iflas işlemlerinde önemli kabul edilebilecek işleri fiilen yerine getiremeyeceğinden takip açıldığı anda gaibin malvarlığına kayyım atanmamışsa, kayyım atanıncaya kadar beklenilmelidir.
Kişinin malvarlığının borca batık olması halinde, kendi iflasını isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kişinin iflasını isteyebilmesi kural olarak kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Ancak, gaibin daha fazla hak kaybına uğramaması adına kayyım, gaibin borca batık olması halinde iflasını talep edebilir.
Borçlu hakkında gaiplik kararı verilmesiyle, gaibin malvarlığı terekeye dönüşür ve malvarlığı mal ve borçlarıyla birlikte mirasçılara geçer. İcra takibi terekeye karşı yapılır. Mirasçıların iflasa tabi olması durumunda ise, mirasçıların gereken şartları taşımaları halinde iflasları istenebilecektir.
Hukuk Desteği