Hekimler ve hastaları arasındaki ilişkinin hukuki niteliği vekalet ilişkisi olup; hekim, belirli bir sonucun elde edilmesinden değil, bu sonucun elde edilmesine yönelik çalışmalarında özenli davranmaktan sorumludur. Tıp uygulamaları hastalar açısından her zaman belli sınırlarda tanımlanmış riskler ihtiva eder ve hekimler özen yükümlülüğünü tam olarak yerine getirse dahi bu riskler ortaya çıkabilir. Ortaya çıkan bu riskler karşısında hekimlerin sorumluluğunun ne olacağı, görevlerini ifa ederken gösterdikleri özenin derecesine, bir başka deyişle kusurun ağırlığına göre belirlenecektir.
Kusur ve sorumluluğun belirlenmesi noktasında, ortaya çıkan uygulama hatası açısından ikili bir ayrım yapılabilir.
- Komplikasyon: Komplikasyon, standartlara uygun bir tıbbi uygulama yapılmış ve her türlü tedbir alınmış olmasına rağmen, istenmeyen bir sonucun meydana gelmesi olarak tanımlanabilir. Hekimin, komplikasyonlardan dolayı hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay’ın bir kararında, “…yapılan ameliyat beklenen iyi sonucu vermemiş olsa dahi tıp ilminin kabul edilen kurallarına uygun bir müdahale yapılmış ise doktora kusur izafe edilemeyeceğinden meydana gelen sonuçtan dolayı sorumluluğu yoluna gidilemez…” denilerek, hekimin kusur sorumluluğuna vurgu yapılmıştır.
- Malpraktis: Malpraktis; komplikasyondan farklı olarak, meydana gelmesinde hekim kusurunun etkili olduğu istenmeyen sonuçlar olarak tanımlanabilir. Malpraktisin söz konusu olması halinde, hekimin, istenmeyen sonuca yol açan kusuru derecesinde hukuki sorumluluğu doğacaktır. Yargıtay’ın bir kararında, “…Hekim, tedavisini ya da ameliyatını deruhte ettiği hastayı yüzde yüz iyileştirme yükümlülüğü altında değildir. Bütün sorun, hekimin “tıp kural ve gereklerine” uygun davranıp davranmadığı yönünü tespit etmektir. Eğer bir hekim, tıp ilminin öngördüğü ve yapılmasını gerekli kıldığı kurallara ve tıbbi tedavi yöntemlerine uygun hareket etmiş ise artık eylem ve davranışının hukuka aykırılığı iddia edilemeyeceğinden, tedavi ve ameliyat sonucu hasta iyileşmemiş olsa dahi hekimin bundan sorumlu tutulması mümkün değildir…” denilerek, hekimin kusur sorumluluğu tarif edilmiştir.
Kimi zaman bir komplikasyonun malpraktise dönüşmesi de söz konusu olabilir. Komplikasyonun zamanında fark edilememesi, fark edilmesine rağmen gerekli ve doğru tıbbi önlemlerin alınmaması, komplikasyon yönetiminin iyi yapılamamış olması gibi durumlar, komplikasyonun malpraktise dönüşmesine örnek olarak gösterilebilir. Böyle durumlarda, her ne kadar komplikasyondan bahsedilse dahi, hekimin hukuki sorumluluğu gündeme gelecektir.
Tıbbi uygulama hatasından kaynaklanan bir hukuk davasında, ortaya çıkan tıbbi hatanın bir malpraktis mi yoksa komplikasyon mu olduğunun tespiti, tıbbi bilirkişi yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Hekimin malpraktis sorumluluğuna ilişkin yazılarımız için;
Hukuk Desteği