HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU KAPSAMINDA CEVAP DİLEKÇESİ

Dava dilekçesini tebliğ alan davalı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) kapsamında hüküm altına alınan kurallara riayet ederek dava dilekçesindeki iddialara karşı savunma yapma hakkında sahiptir. Davalı bu savunma hakkını, HMK’nin “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.” şeklindeki 127. maddesi uyarınca, dava dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren -kural olarak- iki hafta içerisinde kullanmak zorundadır. Başka bir söylemle dava dilekçesini tebliğ almasından itibaren iki hafta içerisinde savunma hakkını kullanmayan davalının bu hakkı, hak düşürücü süreye uğramaktadır.

Davalının hem davaya hem de davacıya verdiği cevapları içeren cevap dilekçesi, HMK’nin 129. maddesinde belirlendiği üzere; mahkemenin adını, davacıyla davalının adı, soyadı ve adreslerini, davalı yurt dışında ise açılan dava ile ilgili işlemlere esas olmak üzere yurt içinde göstereceği bir adresi, davalının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını, varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adreslerini, davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini, savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğini, dayanılan hukuki sebepleri, açık bir şekilde talep sonucu, davalının kendisinin veya varsa kanuni temsilcisinin yahut vekilinin imzasını barındırmak zorundadır. Bu içeriklerden bazılarının eksik olması halinde tamamlatılmaya ihtiyaç duyulmasa da; mahkeme adı, imza gibi içeriklerin eksik olması sonucunda bu eksiklerin tamamlanması için mahkeme tarafından davalıya bir haftalık ek süre verilmekte, verilen süre içerisinde eksiklerin tamamlanmaması halinde cevap dilekçesi hiç verilmemiş olarak kabul edilmektedir. Davalının cevap dilekçesini süresinde vermesiyle davanın esasına girilmiş olmakta ve bununla birlikte davalı, HMK m.131’e göre ilk itirazlarını ileri sürme hakkını kaybetmektedir. Ayrıca süresi içerisinde cevap dilekçesini mahkemeye ibraz etmeyen davalı, HMK’nin “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.” şeklindeki 128. maddesi uyarınca, davacının dava dilekçesinde dayandığı bütün vakıaları inkar etmiş sayılmaktadır.

İlgili yazılarımız için;

Lütfen Bkz…

Lütfen Bkz…

Lütfen Bkz…

Lütfen Bkz…

Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir