KIYMET TAKDİR RAPORU 103 DAVETİYESİ YERİNE GEÇER Mİ?

kıymet takdiriBorçlu icra müdürlüğünce taşınmazına haciz konulması üzerine, haciz konulan yerin, yaşamasına uygun tek evi olduğundan bahisle haczedilemeyeceği yönünde icra hukuk mahkemesine dava açabilir. Ancak bu dava, borçlu tarafından, haczin öğrenilmesinden itibaren 7 günlük süre içerisinde açılmalıdır. Bunun için de icra dosyasında, borçluya, haciz konulan taşınmaza ilişkin bilgileri de içeren, varsa hacze diyeceklerini  bildirmesi istenilen yazı gönderilir. Buna uygulamada 103 davetiyesi denilmektedir.

Gelinen aşamada iki ihtimalle karşılaşılır:

i) 103 davetiyesinin tebliği ve 7 günlük sürenin dolması beklenebilir

ii) 103 davetiyesi ile birlikte gayrimenkulün satışa esas kıymet takdiri yapılması için dosyanın bilirkişiye yönlendirilmesi istenebilir.

Tebligat gönderme aşaması usulüne uygun ilerleyip borçlu da süresince itirazda bulunmadıysa (haczedilemezlik şikayeti) kıymet takdiri işlemlerine girişilir. Hacizli taşınmaz esas icra dosyası sınırları kapsamında bulunuyorsa kıymet takdiri için, esas dosyasının bulunduğu icra müdürülüğü bilirkişiye gönderecektir, taşınmaz farklı icra müdürlüğünün yargı çevresindeyse talimat dosyası oluşturturulmasıyla bu işlemler tamamlanacaktır.

Taşınmaz üzerindeki hacizde dikkat edilmesi gereken diğer önemeli husus, satışın 1 yıl içerisinde talep edilmesi gerektiğidir. Kıymet takdiri talep etmiş olmak yahut talimat icrasına kıymet takdiri için avans yatırmış olmak, kıymet takdirine itiraz etmiş olmak, meskeniyet davasının açılmış olması bahsettiğimiz bir yıllık süreyi kesmeyecektir

Kıymet takdiri yapılabilmesi için, borçluya 103 davetiyesi kağıdı gönderilmiş olmasıyla beraber borçlunun hacizden haberdar edilmiş olması beklenir. Ancak bir şekilde atlanarak 103 davetiyesi gönderilmeden kıymet takdiri yapılmasına icra müdürü karar vermişse, haczedilen taşınmazların vasıfları da belirtildiği için kıymet takdirinin 103 davetiyesi yerine geçeceğini düşünmek bizce yerinde gözükmektedir. Zira bu hususla alakalı Yargıtay kararları da bulunmaktadır:

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi  E. 2004/251 K. 2004/5399 T. 09.03.2004: “Borçluya ait ve şikayete konu edilen taşınmazın borçlunun da hazır bulunduğu tarihte kıymet takdirinin yapıldığı görülmüş, adı geçenin bu tarihte hacizden haberdar olduğu tespit edilmiştir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmalıdır. Sonradan 103 davetiyesi gönderilmesi sonucu etkilemez. Bu durumda borçlunun 17.04.2003 tarihli şikayeti süreden sonra olup, istemin süreden reddi yerine işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.”

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2004/17013 K. 2004/21500 T. 11.10.2004: “Kural olarak haciz sırasında bulunmayan borçlunun hacizden haberdar edilmesi gerekir. Haciz davetiyesinin tebliğ edilmediği durumlarda hacze muttali olan borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde süre, muttali olunan tarihe göre belirlenmelidir. Ancak, hacze haricen muttali olunsa dahi bilahare takip dosyasında borçlulara (103) haciz varakası tebliği halinde anılan maddedeki hakları kullanma açısından borçluya alacaklı tarafından yeni bir hak bahşedildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca; somut olayda da gözlendiği gibi bir başka dosyada tapu kayıtlarının okunması sırasında borçluların taşınmazları üzerine konulan hacze muttali olmaları, (103) haciz varakasının tebliğ edilmesi karşısında sonuca etkili olmaz. İcra mahkemesince taşınmaz üzerindeki ipoteğin borçluların murisleri tarafından verildiği nazara alınarak (borçluların hakkını etkilemeyeceğinden) mirasçı borçluların meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekeceğinden mahkeme kararının bozulması sonucuna gidilmiştir.”

                                                                                                                       Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir