Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikayete bağlı bir suçtur. Dolayısıyla suç işlendiğinde savcılığı harekete geçebilmesi için şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Şikayette bulunduktan sonra şikayetten vazgeçilmesi ihtimalinde ise artık şikayet hakkı ortadan kalkacaktır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundaki “özel hayat” kavramı birçok alanı koruma altına almaktadır. Özel hayatın gizliliği; kişinin hareketlerinin, faaliyet alanının, yaptıklarının diğer kişilerce bilinmesini istemediği anda başlamaktadır. Kişi özel hayatını ifşa etmek istemez, sakladığı birtakım olgular olabilir, buna rağmen başkalarının bu bilgileri ortaya çıkarması özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Suç kasten ve serbest hareketlerle işlenebilmektedir. Bu sebeplerle toplum içerisinde bir kimsenin dolaşırken fotoğrafının çekilmesi özel hayatın gizliliği suçunu oluşturmazken (huzur sükun bozma suçunu oluşturacaktır), kişi odasında iken gizlice fotoğrafının çekilmesi söz konusu suçu elbette oluşturacaktır.
Özel hayatın gizliliğine dair ses veya görüntülerin hukuka uygun olmayan şekillerde ifşa edilmesi yahut kayda alınması halinde suçun nitelikli hali işlenmiş olacak ve verilecek cezalar artırılacaktır. Bu noktada ifşa eden yahut kayda alan kişinin cezalandırılabilmesi için, bu görüntülerin veya seslerden başkalarının haberdar olması gerekmez. Önemli olan ifşa etme ve kayda alma hareketlerinin gerçeklemiş olmasıdır.
Anılan suç basit şekilde, özel hayatı ihlal ederek işlenirse failin alacağı ceza 1 yıldan 3 yıla kadar, suçun basit şekli işlenirken ses veya görüntü kaydedilirse 2 yıldan 6 yıla kadar, ses ve görüntüler ifşa edilirse de 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası şeklinde yaptırımı vardır. Suçu işleyen kişi ses ve görüntüleri hem kayda alır, hem de ifşa ederse ortada iki farklı suç oluşur ve fail her ikisinden de cezalandırılır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçu her ne kadar hapis cezası gerektiren bir suç olsa da, hapis cezası adli para cezasına dönüştürülebilen suçlar arasında yer almaktadır.
Yargıtay 12.Ceza Dairesi E. 2011/15793 K.2012/4758 T. 22.2.2012: “… Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda; olay günü deneme kabininde mayo denerken sanığa ait olduğu konusunda ihtilaf bulunmayan cep telefonuyla görüntülerin çekildiği, katılanın bunu fark etmesinden hemen sonra yapılan incelemede sanığın düşen cep telefonunun kendiliğinden çekim yaptığı savunmasının aksine telefonda resim ve video şeklinde iki ayrı kayıt tespit edildiği, katılanın görüntülerini teşhis ettiği ve bunun görevli polis memurlarınca tutanağa bağlandığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olarak da mahkemenin takdir hakkını kullandığı kabul edilmelidir…”