HUKUK MAHKEMELERİNİN YETKİSİ (I)

Ä°lgili resimİkame edilecek dava bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığın; konusu, değeri veya miktarı, hukuken nasıl ve hangi hükümlere binaen korunduğu hususlarının yanında önemli iki diğer konu daha vardır. Bunlar; hukuk mahkemelerinin görev ve yetkisidir. Hukuk mahkemelerinde görev hususuna bir diğer yazımızda detaylıca değinmiş; genel ve özel mahkemelerin hangileri olduğunu örnekler vererek açıklamış, görevin mahkemeler nezdinde ne zaman ve ne şekilde inceleneceğinden ve inceleme neticesinde mahkeme tarafından verilen kararlara karşı nasıl bir yol izlemek gerektiğinden bahsetmiştik. (Bkz: İlgili yazımız…) Bu çalışmamızda ise hukuk mahkemelerinin yetkisi konusunda açıklamalar yapacağız.

Mahkemelerin yetkisi, esas olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir, ancak diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümlerin saklı olduğunu da belirtmek isteriz. Mahkemelerin yetkisi, genel yetki, özel yetki ve kesin yetki olmak üzere 3 şekilde belirlenir.

Genel yetkili mahkeme, aynı Kanun’un 6. maddesi ile “davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; dava, davalının davanın açıldığı tarihte ikamet ettiği yerde açılacaktır. Bir başka deyişle, davanın açıldığı tarihten sonra davalının yerleşim yerinin değişmesi, davanın açıldığı yer mahkemesi bakımından hiçbir belirleyiciliğe sahip olmayacaktır. Burada önem taşıyan bir başka konu da, davalının birden fazla olması halinde davanın hangi yer mahkemesinde açılacağıdır. Bu halde davanın, davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğini hemen belirtelim ancak kanunda, davalıların tamamı için ortak bir mahkeme belirtilmişse, davanın o yer mahkemesinde açılması gerekecektir.

Bir yerde geçici olarak oturanlara (memur, işçi, öğrenci gibi) karşı açılacak alacak veya taşınır mal davaları bakımından, bu kişilerin orada bulunmaları uzun bir süre için devam edecekse, bulundukları yer mahkemesi de yetkili olacaktır. Ancak bu kuralın sadece alacak veya taşınır mal davaları için geçerli olduğunu belirtelim.

Bir diğer önem arz eden konu ise, Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar bakımından davanın hangi yer mahkemesinde açılacağıdır. Bu kişiler hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’de fiilen hayatını devam ettirdiği yer mahkemesi olacaktır. Ancak, malvarlığı haklarına ilişkin bir dava söz konusu ise, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabilecektir.

Tarafların serbest iradeleri neticesinde üzerinde tasarruf edebilecekleri bir konu üzerinde anlaşmaya vardıkları fakat daha sonra söz konusu konuda anlaştıkları şekilde davranmadıkları hallerde sözleşmeye aykırılıktan bahsedilir. Bu şekilde sözleşmeden doğan davalar ise davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilecektir.

HUKUK MAHKEMELERİNİN YETKİSİ (II)

YETKİ İTİRAZI NASIL İLERİ SÜRÜLÜR?

                                                                                                                      Hukuk Desteği

 

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir