ALACAK HAKKININ ANONİM ŞİRKETE SERMAYE OLARAK KONULMASI

Sermaye şirketlerinden olan anonim şirketlerde, sermaye özel bir öneme sahiptir. Anonim şirketlerin sermayeleri ile sınırlı olarak sorumlu olmaları ve özellikle alacaklıların korunması açısından sermayenin korunması önem taşıdığından bu konular yasal düzenleme altına alınmıştır. Anonim şirkete sermaye olarak alacak hakkının getirilmesi hususunda öngörülen koşullar, esas itibariyle bu amaca yönelik olarak düzenlenmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) madde 127“Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak;a) Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,konabilir.”uyarınca ortaklardan biri tarafından yerine getirilecek sermaye koyma borcu, alacak hakkının sermaye olarak getirilmesi ile ifa edilebilir.

Anonim şirkete sermaye olarak getirilecek alacaklar, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen alacaklardan olmalıdır. Ayrıca ilgili alacak şirkete sermaye olarak getirilmek istenilen anda vadesi gelmiş alacak olarak nitelendirilmelidir.

Ortaklardan biri sermaye olarak şirkete 3. kişilerden olan alacağını devretmesi halinde, alacağını devreden ortağın sorumluluğu, alacaklar şirket tarafından tahsil edilene kadar devam edecektir.Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir.

Alacak hakkının sermaye olarak konulması için, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce alacak hakkına değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; alacak hakkı karşısında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bilirkişiler tarafından düzenlenen bu rapora, kurucular ve menfaat sahipleri itiraz hakkına haizdir. Neticede, mahkeme tarafından verilecek karar kesin nitelikte olacaktır.

Sermaye olarak şirkete alacaklarını devretmiş olan bir ortak, alacaklar şirketçe tahsil edilmiş olmadıkça sermaye koyma borcundan kurtulamaz.Alacak, vadesi gelmemiş ise aksi kararlaştırılmış olmadıkça, vade gününden, muaccel ise şirket sözleşmesi veya esas sözleşme tarihinden itibaren bir ay içinde şirketçe tahsil edilmelidir. Her ne sebeple olursa olsun, bu süre içinde tahsil edilemediği takdirde, gecikmeden dolayı şirketin tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, ortak, sürenin bitiminden itibaren geçecek günlerin temerrüt faizini de ödeyecektir.

Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebilir.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir