İTİRAZIN KALDIRILMASI KARARININ İSTİNAF EDİLMESİ SATIŞI DURDURUR MU?

İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) 363/1 maddesinde “İcra mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı, iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür.” denmek suretiyle istinaf yoluna başvurma müessesesi düzenlenmiştir. Yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında istinaf yoluna başvurunun satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı şekilde İİK m.364 hükmünde temyiz yoluna başvurunun satış dışında icra işlemlerini durdurmayacağı yer almaktadır.

Genel hüküm yukarıdaki husus olmakla birlikte ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yolunda İİK m.150/a hükmünde “İtirazın kaldırılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde 149/a maddesinin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” denmek suretiyle özel bir hüküm getirilmiştir. Sözü edilen İİK m.149/a/II maddesi ise şöyledir: “İcra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Bölge adliye mahkemesince talebin reddi hâlinde bu teminat, ayrıca hükme hacet kalmaksızın alacaklıya tazminat olarak ödenir.” Başka bir deyişle, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte borçlu tarafın ödeme emrine itiraz etmesi halinde alacaklı taraf icra mahkemesinde itirazın kesin kaldırılması davası açıp, mahkemece itirazın kesin kaldırılmasına karar verilmesi halinde karar istinaf edilirse söz konusu taşınmaz için genel hükmün aksine alacağın yüzde on beşi tutarında teminat yatırılması halinde satışın durması mümkün olacaktır. İtirazın kaldırılması istinaf edilemeyecek kararlar arasında sayılmadığından istinaf yolunun açık olduğu izahtan varestedir.

Taşınırlar açısından ise bu yönde özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Başka bir söylemle, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takipte borçlu tarafça ödeme emrine itiraz edilmesi halinde alacaklı icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını talep edip, mahkemece itirazın kaldırılması halinde, borçlu söz konusu kararı istinaf ettiğinde genel hüküm gündeme gelecek ve İİK m.363 uyarınca satışın duracağını söylemek mümkün olacaktır.

                                                                                                          Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir