ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULU KARARLARININ HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

Anonim ortaklığının iki zorunlu organından biri olan yönetim kurulu, anonim ortaklığın hem yönetim hem de temsil organıdır. Üyeleri -kural olarak- genel kurul tarafından seçilen ve daimi olarak faaliyet gösterme zorunluluğu olan yönetim kurulu; kanun ve esas sözleşmeyle genel kurula bırakılan iş ve işlemler dışında, ortaklığın işletme konusunun gerçekleştirilmesine yönelik her türlü iş ve işlemler özelinde de karar almaya yetkilidir.

Sonuçları itibarıyla ortaklık, mevcut ve potansiyel pay sahipleri, üçüncü kişiler ve alacaklılar üzerinde etki doğuran yönetim kurulu kararlarının hukuken geçerli olabilmesi için belli şartları sağlaması gerekmektedir. Kararların geçerliliği için gereken şartlara geçmeden önce hükümsüzlük hallerinin en temel haliyle; yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik olduğunu, üç hükümsüzlük halinin de sebepleri ve doğurduğu sonuçlar bakımından farklılık gösterdiğini belirtelim.

Yönetim kurulu kararlarının -butlan ve iptal edilebilirlik haline göre daha ağır bir hükümsüzlük hali olan- yoklukla sakat olması, başka bir söylemle hukuk düzeninde hiç doğmamış olarak değerlendirilebilmesi için, kararların alınmasında ya Türk Ticaret Kanunu uyarınca belirtilen ilan ve toplantı usulünün sağlanmamış olması ya da toplantı ve karar yeter sayılarının dikkate alınmamış olması gerekmektedir. Örneğin nitelikli karar yeter sayısı sağlanarak alınması gereken kararların oy çokluğuyla alınması halinde, söz konusu yönetim kurulu kararı hukuken hiç doğmamıştır. Butlan ya da iptal edilebilirlik hallerinde olduğu gibi, yokluk yaptırımıyla karşı karşıya olan kararların iptal edilmesi ya da değiştirilmesi mümkün değildir. Yoklukla sakat olan kararlar hakkında ancak kararların hukuken hiç var olmadıklarının hüküm altına alınması için tespit davası açılabilmektedir.

Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz gibi (Lütfen Bkz.) butlan halinde; kurucu unsurları gerçekleştirilerek şeklen mevcut olan bir kararın, içerik olarak bazı sakatlıkları barındırma hali söz konusudur. Anonim ortaklık yönetim kurulu kararlarınınsa, içerik olarak bir sakatlık barındırmaması için aşağıda sıraladığımız şartları sağlaması gerekmektedir:

  • Alınan kararların, eşit işlem ilkesine aykırı olmaması gerekmektedir.
  • Alınan kararların, ortaklık temel yapısıyla uyum sağlaması gerekmektedir.
  • Alınan kararların, genel kurul ve esas sözleşmeyle oluşturulmasına karar verilmiş ve yetki alanı belirlenmiş ihtiyari organların alanına müdahale etmemesi gerekmektedir.
  • Alınan kararların, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ortadan kaldıran, kısıtlayan, kullanmasını güçleştiren türde olmaması gerekmektedir.
  • Alınan kararların, -anonim ortaklığın en önemli ilkelerinden biri olan- sermayenin korunması ilkesini ihlal etmemesi gerekmektedir.

Son olarak geçerlilik şartları ve butlan ilişkisinin daha net anlaşılması adına, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ilgili kararını alıntılamaktayız; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015/15026 E., 2017/2343 K., 24.4.2017; “…Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu yönetim kurulu kararının mali ve hukuki dayanağının olmadığı, söz konusu kararların hayatın olağan akışına aykırı olduğu, gerçek bir borç ilişkisine dayanmayan, pay sahibi şirketlerin davalı Şirkete olan borcunu sıfırlamaya yönelik ve aynı zamanda söz konusu pay sahibi şirketler lehine eşit işlem ilkesine aykırı kararlar olduğu, bu bakımdan söz konusu kararların, dürüstlük kuralı ve eşit işlem ilkesine aykırı bulunduğu, yönetim kurulu kararında ticari defterlere işlenmesine karar verilen zararların ödenmesi halinde şirket öz kaynağının yarısına yakınını yitirmiş olacağının tespit edildiği, bu durumda anılan kararların sermayenin korunması ilkesine de aykırı görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulüyle davalı şirketin yönetim kurulunun 24.09.2013 tarih ve 2013/11 numaralı kararının (1. 2. ve 3. bentlerden oluşan) TTK’nın 391. maddesi uyarınca batıl yönetim kurulu kararı niteliğinde olduğunun tespitine ve yönetim kurulu kararının uygulanmasının kararın kesinleşmesine kadar tedbiren durdurulmasına…” şeklinde hüküm kurmuştur.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir