SUÇU ÜSTLENME SUÇU

cropped_content_mahkum-ve-tutuklulara-2016-mujdesi_K0b58V4NR787H26

Suçu üstlenme suçu, gerçeğe aykırı olarak yetkili makamlara suça katıldığını veya suçu işlediğini öne sürerek beyanda bulunmaktır. Söz konusu suç, adliyeye karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendirilmektedir ve amaç adliyelerin saygınlığının korunmasıdır.

Suçun konusunu, failin işlemediği halde üstlendiği suç oluşturur. Üstlenilen suç, başkası tarafından işlenen bir suç olabileceği gibi, hiç işlenmemiş bir suç da olabilir. Burada önemli olan husus, suçun var olup olmadığından ziyade, söz konusu suçla suçu üstlenen fail arasında bir bağ olup olmadığıdır.

Bir diğer dikkate alınan husus, üstlenilen suçun Türk Ceza Kanunu (“TCK”) bakımından suç olarak değerlendirilmesi gerektiğidir. Kabahatler Kanunu’nda değerlendirilen suçlar bakımından veya disiplin suçları bakımından suç üstlenme suçunun oluştuğu söylenemez.

Suçu üstlenme suçu TCK’nın 270. maddesinde düzenlenmiştir: “Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir…” şeklindedir. Maddenin ilk cümlesinden anlaşılacağı üzere suçun yaptırımı 2 yıl hapis cezasıdır. Üstlenilen suçun niteliği hakime bir takdir alanı tanımamaktadır. Suçun varlığı re’sen soruşturulur.

Suçun kasten işlendiği kabul edilir. Nitekim, suçu üstlenme fiili iradi olarak gerçekleştirilebilecek bir fiildir, neticesi öngörülmeden suç üstlenemez.  Failin saiki çeşitli şekillerde olabilir, örneğin para karşılığı suçu üstlenebilir, evsiz bir kişi hapishanede yatak ve yemek verildiği için uydurma bir suçu üstleniyor olabilir veya bir aile ferdini koruma amacıyla suç üstleniliyor olabilir.

Bu noktada şunu ifade etmeliyiz ki, suçu üstlenme suçunda amaç bazı durumlarda cezada indirim veya cezasızlık sebebi olarak değerlendirilebilir. Nitekim  270. maddenin devamında yer alan: “Bu suçun üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi halinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir.” düzenlemesinde suçun aile bireylerini koruma amaçlı üstlenilmesi halinde cezada indirim hatta cezasızlık sebebi olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir.

Yukarıda bahsettiğimiz suç üstlenme suçunun anlaşılması bakımından örnek olabilecek bir Yargıtay kararını da konuyu açıklayıcı olabilmesi adına paylaşmak isteriz: “Sanığın kolluktaki ifadesinde kardeşi G’ın işlediği yaralama suçunu kendisinin işlediğini kovuşturma aşamasında ise asıl suçu işleyenin kardeşi G olduğunu savunmasına, tanık A.. K.. ve mağdurun beyanlarına göre sanığın suç üstlenme suçunun sabit olması nedeniyle mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken kısa kararda sanığın suçu sabit görülmediğinden beraatine gerekçeli kararda ise aslında sanığın atılı suçu işlediği, ancak hüküm fıkrasına sehven beraat ibaresinin yazıldığı belirtilerek hükümde karışıklığa neden olunması, Bozmayı gerektirmiştir.”(Yargıtay 3.Ceza Dairesi, E.2014/38089, 2015/ 14564 T. 22.4.2015)

                                                                                                     Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir