KÖTÜ MUAMELE SUÇU

Kötü muamele suçu Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) Aile Düzenine Karşı Suçlar kısmında madde 232’de (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Belirtilen suçla, aynı çatı altında yaşayan aile üyelerinin birbirlerine kötü muamelede bulunması cezalandırılmaktadır. Kötü muameleyi oluşturabilecek eylemler; aç bırakmak, alay etmek, korkutmak gibi şefkatle ve vicdani hareketlerle örtüşmeyen eylemlerdir. Maddenin gerekçesinde “Yarı aç veya susuz bırakma, uyku uyutmamak, zor koşullarda çalışmaya mecbur etmek gibi hareketleri kötü muameleye örnek olarak vermek olanaklıdır.” denilmek suretiyle kötü muameleye hangi eylemlerin dahil edilebileceği belirtilmiştir. Bu eylemler sınırlı sayıda değildir. Aynı zamanda yine maddenin gerekçesinde “…bu muamele biçimi kişide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise, artık kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir.” denilerek eylemin kötü muamele değil kasten yaralama suçunu oluşturacağından bahsedilmiştir. Kötü muamele suçunu oluşturan eylemlerin sistematik ve sürekli bir şekilde devam etmesi halinde suç vasfı değişerek “eziyet suçu” meydana gelecektir.

TCK madde 232/2’de ise disiplinin yetkisinin kötüye kullanılması hususu ele alınmıştır. Yine aynı şekilde maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi disiplin yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek ölçüde bir sonuç meydana gelmiş ise bu halde kasten yaralama suçu oluşacaktır.

Suç uzlaştırmaya tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Ayrıca suç şikayete tabi bir suç değildir.

Aşağıda sizlere konu ile ilgili Yargıtay kararlarını paylaşacağız.

“Öz oğlu olup, kendisi ile birlikte yaşayan mağdura sokakta mendil sattıran sanığın eyleminin TCK.nın 232/1. maddesi kapsamında kötü muamele suçunu oluşturur.” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2014/6927 K.)

“Velâyet hakkı kendisinde bulunan oğlu mağdur H.’a aile içi sorunlar nedeniyle baskı yaparak evden kovmak suretiyle mağdurun sekiz gün dışarda kalmasına neden olan sanığın eyleminin TCK.nın 232. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/13117 K.)

“Somut olayda, Tosya Asliye Hukuk Mahkemesince, eşine karşı korku ve şiddete yönelik davranışta bulunmamasına ilişkin tedbir kararı verilen sanığın, tedbir süresi dolmadan gerçekleşen tartışma sırasında, iki gün önce doğum yapan eşini kolundan tutup “defol git” diyerek evden dışarıya atma biçimindeki merhamet ve şefkatle bağdaşmayan eyleminin, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasanın 2/4 maddesindeki özel gerçek içtima hükmü uyarınca, hem 4320 sayılı yasa hükümlerine göre verilen koruma kararına aykırı davranma, hem de T.C.Y.’nın 232/1 maddesine uyan kötü muamele suçlarını oluşturduğu gözetilerek her iki yasa ile ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken eşe karşı kötü muamele suçundan sanığın beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır.”(Yargıtay 4.Ceza Dairesi 2011/2345 K.)

“Sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılan ile aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle evde olmadığı sırada kapı kilidini değiştirdiği ve katılanın eve girmesini engellediği olayda, eyleminin TCK’nın 232/1. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir.”(Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/1752 K.)

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir