Önceki yazılarımızda, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasından ve bu davada ihtilafın çözümü için muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılmasından bahsetmiş, bunun için mahkeme tarafından göz önüne alınması gereken kriterleri genel hatlarıyla açıklamış, bu kriterlerden bazılarından detaylı olarak bahsetmiştik:
Bu yazımızda ise, muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması için göz önünde bulundurulması gereken diğer bir kriter olan; “mirasbırakanın başka malvarlığı olup olmadığı” konusundan bahsedeceğiz
Mirasbırakanın başka malvarlığı olup olmadığı
Aşağıda alıntılanan kararında Yargıtay, ihtilafın çözümü için mirasbırakanın adına kayıtlı başka taşınmaz bulunup bulunmadığının ve temlik edilen taşınmazın mirasbırakanın toplam malvarlığına oranının tespit edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay 1. HD 2016/9717E., 2017/3605 K.; “…mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, davalı yanın ve davalı tanıkları Esra, Remziye ve Küprah’ın mirasbırakanın İstanbul’da da evinin olduğu yönündeki beyanları karşısında çekişme konusu taşınmaz dışında mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılması, dava konusu taşınmaz ile dava konusu olmayıp mirasbırakan adına kayıtlı olan 5923 parsel sayılı taşınmaz haricinde mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunması halinde taşınmazların değerinin uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanması, temlik edilen taşınmazın değerinin mirasbırakanın toplam mal varlığına oranı, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı saptanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken…”
Yargıtay, aşağıdaki kararında ise, temlik edilen taşınmazın mirasbırakanın tek taşınmazı olduğu ve bundan başka malvarlığı bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu temlikin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğuna kanaat getirmiştir.
Yargıtay 1. HD 2014/20689 E., 2017/2880 K.; “… zabıta araştırmasında mirasbırakanın tek başına yaşadığı, oturduğu evi dışında başkaca malvarlığı bulunmadığı, bir işte çalışmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu yazı cevabında, mirasbırakanın 01.04.2000 yılından itibaren ölümüne kadar yaşlılık aylığı aldığı, Kaymakamlık yazısında ise 30.03.2000 tarihinden sonra muhtaç aylığı aldığı, her ne kadar davalının alım gücü bulundu dosya kapsamıyla anlaşılmakta ise de mırasbırakanın davalı Bayram dışında geride başka çocuklarının da bulunduğu ve temlike konu edilen taşınmazın mirasbırakanın tek malvarlığı olup, bir kimsenin ikamet ettiği ve tüm malvarlığını teşkil eden taşınmazını elden çıkarmasının hayatın olağan akışına uygun düştüğünü söyleyebilme olanağı yoktur…”
Bir sonraki yazımızda, muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması için göz önünde bulundurulması gereken diğer bir kriter olan; “satışa konu edilen taşınmazın satış bedelinin düşük olup olmadığı” konusundan bahsedeceğiz.
Hukuk Desteği