Önceki yazılarımızda, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasından ve bu davada ihtilafın çözümü için muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılmasından bahsetmiş, bunun için mahkeme tarafından göz önüne alınması gereken kriterleri genel hatlarıyla açıklamış, bu kriterlerden bazılarından detaylı olarak söz etmiştik:
Bu yazımızda ise, muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması için göz önünde bulundurulması gereken diğer bir kriter olan; “satış bedelinin mirasbırakanın malvarlığına dahil olup olmadığı” konusuna değineceğiz.
Satış bedelinin mirasbırakanın malvarlığına dahil olup olmadığı
Aşağıda alıntılanan kararında Yargıtay, satış bedelinin mirasbırakanın malvarlığına dahil olup olmadığının, ihtilafın çözümü için tespit edilmesi gereken hususlardan biri olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay 1. HD 2013/18016 E., 2014/4402 K.; “…Somut olaya gelince, mirasbırakanın maddi durumunun iyi olduğu, işlem tarihi itibariyle böyle bir satıştan elde etmeyi umabileceği bir menfaati bulunmadığı, kendisine ücretli bakıcı tarafından bakıldığı, banka kayıtları ve tüm dosya kapsamıyla davalının alım gücünün bulunmadığının anlaşıldığı, taşınmazın gerçek değerinin çok altında bir bedelle devredildiği, ödeme yapıldığı iddiası belgelendirilemediği gibi bedelin terekede de bulunmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde satış işleminin, murisin yaşlılık zamanlarında yanında olmayan davacılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı sabittir. Hal böyle olunca, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken…”
Yargıtay, aşağıdaki kararında ise, satış bedeli mirasbırakanın banka hesabına yatırılmış olmasına rağmen, bu bedelin kısa bir süre sonra hesaptan çekilmiş olmasının dahi, dava konusu temlikin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğuna işaret ettiğine kanaat getirmiştir.
Yargıtay 1. HD 2019/2606 E., 2021/2605 K.; “…Somut olaya gelince; dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından mirasbırakanın davacının yaptığı evlilikten memnun olmadığı için davacıya hiç mal vermeyeceği şekilde sözler söylediği anlaşılmaktadır. Buna karşılık; davalının delil olarak dayandığı mirasbırakanın imzasını taşıyan belge, muris muvazaasının tarafı olan mirasbırakanın eli ürünü olup, bu belgeye itibar edilemeyeceği gibi davalı tarafından mirasbırakanın hesabına yatan bedelin tamamı ise kısa süre içerisinde hesaptan çekilmiş olmakla, ödemenin muvazaanın gizlenmesi amacıyla yapıldığı değerlendirilmiştir…”
Hukuk Desteği