TÜRK CEZA KANUNU KAPSAMINDA GÜVENLİK TEDBİRLERİ

Türk Ceza Kanunu (“TCK”) içerisinde, yaptırımlar başlığı altında geçen güvenlik tedbiri kavramı; suçun işlenmesinden sonra suçun ve kişinin durumuna göre, hakim tarafından hükmedilen bir yaptırım türüdür. Güvenlik tedbirlerin esas amacı; suçlunun topluma kazandırılması ve tekrar suç işlemesini önlemekle beraber, hem ıslahını sağlamak hem de toplum düzenini korumaktır. Güvenlik tedbiri yaptırımı, TCK hükümleri ve diğer mevzuatta yer almakla birlikte başlıca güvenlik tedbirlerini:

(i)belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (TCK m.53),

(ii)eşya müsaderesi (TCK m.54),

(iii)kazanç müsaderesi (TCK m.55),

(iiii)çocuklara özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.56),

(iiiii)akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.57),

(iiiiii)suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular (TCK m.58),

(iiiiiii)sınır dışı edilme (TCK m.59)

(iiiiiiii)tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.60)

şeklinde sıralayabilmekteyiz. 

Güvenlik tedbirlerinin özelliklerinden bahsetmemiz gerekirse; öncelikle bu tedbire hükmedilebilmesi için ortada bir suçun varlığı gerekmektedir. Başka bir deyişle; TCK kapsamında suç olarak nitelendirilmemiş bir eylemden dolayı kişi üzerinde, asla tedbir içerikli hüküm kurulamamaktadır. Yine tedbire hükmedilmesi için, tedbir ve suç arasında uygunluk bulunması gerekmekte, TCK hükümlerine göre suç tanımının oluşması aranmaktadır; hüküm kurulurken kusur ilkesi incelenmemektedir. Son olarak önemle belirtmek gerekir ki; hayatın olağan akışına göre, önem ve aciliyet teşkil eden durumlarda güvenlik tedbirlerinin uygulanması için mahkeme kararı aranmamaktadır.

Güvenlik tedbiri kavramının ve uygulamada nasıl yer aldığının daha net anlaşılması adına, ilgili kararları alıntılamaktayız;

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 13.01.2020 T., 2015/28733 E., 2020/605 K.; Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;“…TCK’nın 54/1. maddesine göre, kasıtlı bir suçun işlenilmesinde kullanılan eşyanın müsadere edilebilmesi için, söz konusu eşyanın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamasının gerekmesi karşısında, suçta kullanılan ve av tüfeği ile bu tüfeğe ait fişeklerin, sahibine iade edilmesi gerekirken, müsaderesine hükmolunması, Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, ancak bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının, karardan adli emanetin 2012/464 sırasında kayıtlı eşyaların içinde olan av tüfeği ve bu tüfeğe ait fişeklerin müsaderesine ilişkin fıkranın çıkarılması ile yerine “emanette kayıtlı olan ve av tüfeği ruhsatnamesi bulunan av tüfeği ile bu tüfeğe ait fişeklerin iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki malik …‘e iadesine” ibaresinin eklenmesi biçiminde düzeltilmesine, ve başkaca yönleri yasaya uygun bulunan hükmün, bu bağlamda onanmasına…”

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 16.04.2019 T., 2015/15493 E., 2019/30374 K.; “5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir.”

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir