Sınav sonucunun iptali, her kademe eğitim ve öğretim kurumunda öğrencilerin, eğitimlerine devam ettikleri eğitim ve öğretim kurumunda girmiş oldukları her türlü sınavın (yazılı, sözlü, uygulama vs.) sonucuna ilişkin açılan bir dava türüdür. Bu dava türüyle elde edilmek istenen sonuç, ilgili idare tarafından yanlış veya hukuka aykırı bir şekilde takdir edilen sınav sonucunun iptalinin sağlanmasıdır. Uygulamada bu tarz davalar, not tespiti davası olarak da adlandırılmaktadır.
Ele alınan not tespiti davası hasımsız bir dava türü değildir. Başka bir söylemle not tespiti davasında, hem davacı hem de davalı taraf bulunur. Davalı taraf, davacının eğitim gördüğü kuruma göre değişiklik gösterirken; davacı taraf, yapılan sınav sonucunda kendisine haksız ve/veya hukuka aykırı not verildiği iddiasında bulunan öğrencidir. Bütün öğrenciler, hangi eğitim ve öğretim kademesinde ve kurumunda eğitime devam ettikleri fark etmeksizin, sınav sonuçlarına ilişkin haksızlığa uğradıkları kanaatindelerse not tespiti davası açabilmektedirler. Ancak 18 yaşını doldurmamış olan öğrenciler, davada taraf sıfatına sahip olsalar da dava ehliyetleri bulunmadığından, dava sürecine yönelik bütün işlemlerin kanuni mümessilleri tarafından yürütülmesi gerekmektedir.
Not tespit davalarında dava açma süresi, kural olarak İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda (“İYUK”) hüküm altına alınan ve genel dava açma süresi olan altmış gündür.Bu dava açma süresi işlemin tebliğ alınmasından itibaren başlasa da tebliğ şekli, okulun ve sınavın türüne göre değişiklik göstermektedir. Her ne kadar yüze okumanın tebliğ olarak nitelendirilmesi mümkün olmasa da örneğin Danıştay, öğretmenin öğrenciye derste notunu duyurmasının da tebliğ yerine geçtiğini kabul etmiştir. Bu durumda, okul tarafından veliye bildirim yapıldığı ya da velinin okula başvurarak sonucu öğrenmesi halinde dava süresi işlemeye başlamış kabul edilecektir. Ayrıca öğrencinin veya kanuni mümessilin, sınav sonucunun düzeltilmesi talebiyle eğitim görülen kurumun müdürlüğüne başvurarak İYUK m.11’de yer alan itiraz yolunu işletmesi de mümkündür. İlgili idare tarafından otuz gün içerisinde cevaplanması gereken bu başvuru, dava açma süresini durdurmaktadır.
İYUK m.3 uyarınca yetkili olan idare mahkemesi başkanlığına yazılacak bir dava dilekçesiyle açılan bu davada en önemli sorun, sözlü ya da uygulamalı sınavlara ilişkin iddianın ispatıdır. Özellikle Danıştay, öğrencilerin sözlü ve uygulamalı olarak yapılan sınavlarda başarısız sayılmalarına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davalarda, delil bulunmaması sebebiyle bilirkişi incelemesi yapılarak incelenmesi mümkün ol(a)mayacağı için davanın reddine karar vermektedir. Açıklanan durum hakkında Danıştay’ın 8. Dairesi’nin ilgili kararını alıntılamaktayız; Danıştay 8. Dairesi, 2003/2058 E., 2003/5408 K., 10.12.2003 T.; “…Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı, Modern Dans Bölümü 2. Sınıf öğrencisi olan davacının, tekrar aldığı Klasik Bale 1 dersinden başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Klasik Bale dersi sınavının uygulamalı olarak yapıldığının, bilirkişi incelemesi yaptırma olanağı bulunmadığı, öte yandan değerlendirme konusunun davacının sınavda gösterdiği performans olduğundan sonraki bir tarihte yeniden değerlendirilmesi olanağı bulunmadığından davayı reddine…” şeklinde karar vermiştir.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavlara ilişkin dava usulü bir sonraki yazımızda ele alınacaktır.
Hukuk Desteği