Kısa süreli hapis cezalarının bazı durumlarda Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 50. maddesinde sayılan seçenek yaptırımlara dönüştürülmesi mümkündür. Öngörülen yaptırımlardan biri de, bir yere gitmekten yasaklanma şeklinde; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmadır. Söz konusu yaptırıma hükmedilebilmesi için suçlunun;
- Kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu,
- Yargılama süresince pişmanlığı,
- İşlediği suçun niteliği göz önüne alınır.
Yasaklanan yerler veya eylemler mahkumun suç işlemesine neden olan davranışları sergilediği, zararlı alışkanlıklar, bağımlılıklar edindiği yerler veya mahkumun tekrar suç işlemesini tetikleyebilecek eylemlerdir. Örneğin, maç sırasında olay çıkararak suç işleyen bir kişiye süreli olarak bu tarz etkinliklere katılmama cezası verilebilir veya alkol aldığı bir mekanda kavgaya karışan birine alkollü mekanlara girmemesi adına yasaklılık getirilebilir. Burada amaçlanan mahkumu suç işlemeye sevk eden eylemler ve mekanlardan alıkoyarak suçun tekrarlanmasını önlemektir.
Belirli yerlere gitmekten alıkoymanın süresi, hükümlünün çarptırıldığı kısa süreli hapis cezasının yarısından bir katına kadar fazla olacak şekilde mahkemece belirlenir. İlam Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilir ve Başsavcılık, ilgili Denetimli Serbestlik Bürosuna ilamı tebliğ eder. Denetimli Serbestlik Bürosu tarafından hükümlüye 10 gün içerisinde Büro’ya başvurarak infazı için gelmesi istenir. Başvuruyla birlikte hükümlüye gitmekten alıkonulan yer ve eylemlerin listesi bildirilir. Hükümlünün geçerli bir mazereti olmaksızın 10 gün içerisinde başvurmaması, 30 gün içerisinde yaptırımın uygulanmasına başlanılmaması veya yaptırımı ihlal etmesi gibi durumlarda denetimli serbestlik bürosu, Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Mahkemeye bildirimde bulunur. Hükmü veren Mahkeme kısa süreli hapis cezasının infazına karar verir ve bu kararın derhal infazına başlanır.
Hukuk Desteği