NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇU

discrimination ile ilgili görsel sonucuNefret ve ayrımcılık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) 122. maddede “Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, c) Bir kişinin işe alınmasını, d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.  Buna göre madde hükümlerinde belirtilen şekilde bir kimseye dili, dini, ırkı, milliyeti, engellilik hali, siyasi düşünceleri, felsefi inançları, mezhep farklılığı nedeniyle beslediği nefret neticesinde önyargılı ve düşmanca hareketlerde bulunan, ayrımcılığa ve hak kaybına sebebiyet veren kişinin hürriyete karşı suçlar başlığı altında yer alan nefret ve ayrımcılık suçunu işlemiş olacağı kabul edilmektedir.

Nefret ve ayrımcılık suçu, seçimlik hareketli bir suç olup madde metninde yer alan fiilerden birinin meydana getirilmesi halinde suç oluşmuş sayılacaktır. Suç kasten işlenebilen bir suçtur. Kanun koyucu suçun taksirli halini düzenlememiştir. Madde metninde de görüleceği üzere suçun işlenmesi için özel kast aranmıştır. Nefret ve ayrımcılık suçunun şikayete tabi suçlar arasında sayılmadığını da belirtmek gerekmektedir. Nefret ve ayrımcılık suçu re’sen kovuşturulması gereken suçlar arasındadır. Suçu işleyen fail bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

Nefret ve ayrımcılık suçu doğru şekilde değerlendirilip algılandığı takdirde caydırıcı hale gelebilecek olup günümüzde söz konusu yasa maddesinin uygulamada yer almadığını, bu hususta Mahkemeler ve Yargıtay tarafından karar ve içtihat üretilemediğini, yapılan suç duyurularının çoğunlukla takipsizlik kararı ile neticelendiğini görmekteyiz. Ceza kanunumuzda yer alan nefret ve ayrmcılık hallerine ilişkin bu düzenlemede kamu barışının amaçlandığı, ancak uygulama göz önünde bulundurulduğunda amacına ulaşmada başarısız olduğu kanaatindeyiz. 

                                                                                                                          Hukuk Desteği

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir