Tarafların karşılıklı irade beyanları sonucunda kurulan sözleşmelerin temel amacı, söz konusu hukuki ilişkiye yönelik olarak birtakım hak, yükümlülük ve sorumlulukların düzenlenmesidir. Kimi zaman söz konusu yükümlülüklerin ifası tarafların kendilerinden bağımsız olarak imkansız hale gelebilmekte, bir başka deyişle ifa imkansızlığı ortaya çıkabilmektedir. Kanun koyucu, 6102 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 132. ve 136. maddeleriyle ifa imkansızlığı ve sonuçlarını düzenleyerek sözleşme taraflarını hukuki koruma altına almıştır.
Buna göre, TBK m. 132’de “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” denmek suretiyle, borçlunun kusuru bulunması halinde alacaklıya karşı sorumluluğunun devam edeceği öngörülmüştür. Kanun koyucu ispat yükünü borçluya bırakmış ve ifanın imkansızlığını ispatladığı ölçüde borçlunun sorumluluğunu sonlandırmıştır. TBK m. 136’da ise “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder…” denmek suretiyle, ifa imkansızlığının sonuçları düzenlenmiştir.
Sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan imkansızlığın borçluya yüklenebilen bir sebepten kaynaklanması halinde alacaklı, sona eren aynen ifayı talep hakkı yerine, uğradığı zararların tazminini talep hakkına sahip olacaktır. Borçlunun sorumlu olduğu imkansızlık, aynen ifa talebinin tazminat talebine dönüşmesi sonucunu doğurmaktadır. Buna karşılık, imkansızlığın borçluya yüklenemeyen sebeplerden kaynaklanması halinde böyle bir dönüşüm gerçekleşmeyecek ve borçlu aynen ifadan kurtulduğu gibi, alacaklının borcun ifa edilmemesi nedeniyle uğradığı zararlarını tazmin etmekle de yükümlü olmayacaktır.
Kanun koyucu her iki madde ile sözleşme kurulması sırasında olmayan fakat daha sonradan boçlunun sorumlu tutlamayacağı sebeplerle, maddi veya hukuki bir sebebe dayalı olarak meydana gelen ifa imkansızlığını düzenlemiştir. Hukuki sebebe dayalı imkansızlıktan anlaşılması gereken, bir hukuk kuralı veya yetkili makamın kararı ile borcun ifasının engellenmesi, maddi sebebe dayalı imkansızlıktan anlaşılması gereken ise borcun doğa ve mantık kuralları gereği, örneğin mücbir sebepler nedeniyle ifa edilememesidir.
Korona virüsü (covid-19) salgınının sözleşmeler ve hukuki ilişkiler üzerine etkisi ile ilgili olarak, Av. Sevcen CAN ile yaptığımız röportaj için; (Lütfen bkz…)
Başlıca hukuki imkansızlık halleri ve sonuçları hakkında yazımız için; (Lütfen bkz…)
Maddi imkansızlık hallerine ilişkin yazımız için; (Lütfen bkz..)
Hukuk Desteği