Evlilik sözleşmesi ya da Türk Medeni Kanunu’nda (“Kanun”) yer alan ifadeyle mal rejimi sözleşmesi, eşlerin evlilik birliği süresi içerisinde mallarını nasıl yöneteceklerini belirleyen veya evlilik birliğinin sona ermesi durumunda malların nasıl tasfiye edileceğini düzenleyen bir sözleşmedir.
Mal rejimi sözleşmesi, Kanun’un 203. maddesinin “Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.” şeklindeki hükmüyle düzenlenmiştir. Mal rejimi sözleşmesinin evlenmeden önce veyahut evlendikten sonra yapılabilmesi mümkündür (Lütfen bakınız…). Yine Kanun’un 205. maddesinin “Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.” hükmüyle de sözleşmenin geçerlilik şekli ve şartı belirtilmiştir.
Taraflar sözleşmeyi dilerlerse bir hukukçuya hazırlatabilir, sonrasında da noterde onaylatabilirler ya da evlenme başvurusu sırasında sadece mal rejimini seçmek suretiyle de mal rejimi sözleşmesi yapabilirler. Evlilik başvurusu sırasında mal rejimi seçmek kaydıyla yapılan mal rejimi sözleşmesi evlilik tarihinden itibaren, noterde yapılan mal rejimi sözleşmesi ise noterde onaylanma tarihten başlayarak geçerli olacaktır. Eşler arasında, mal rejimi sözleşmesi yapılmadığı, başka bir mal rejimi seçilmediği takdirde, yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” kendiliğinden geçerli olacaktır.
Gündelik hayatta evlilik sözleşmesi olarak da bilinen mal rejimi sözleşmesi, Kanun’un 204. maddesinde de belirtildiği üzere ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilir. İlgili madde hükmü uyarınca küçükler ve kısıtlılar, mal rejimi sözleşmesi yapabilmek için yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar.
Hukuk Desteği