KISITLININ ZARAR GÖRMESİ HALİNDE VASİ İLE DEVLETİN SORUMLULUĞU NEDİR?

Vesayet kurumunda asıl amaç kısıtlının hak ve menfaatlerinin güvenli şekilde temini olduğundan, vasi; vasilik görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye (kısıtlıya) verdiği zararlardan sorumlu olacaktır. Burada vasinin sorumluluğunun doğması için hukuka aykırı bir fiil, kusur, zarar ve bu üç unsur arasında nedensellik bağı aranacaktır. Daha açık bir deyişle, vasinin kusuruyla vesayet altındaki kişinin […]

Devamını Oku

AKIL HASTALIĞI VEYA AKIL ZAYIFLIĞI SEBEBİNE DAYALI VESAYETİN SONA ERMESİ HALİNDE VASİNİN YAPMASI GEREKENLER NELERDİR?

Akıl hastalığı ya da akıl zayıflığı sebebine bağlı olarak verilen vesayet kararı, ancak yetkili Sulh Hukuk Mahkemesinin bir başka deyişle vesayet makamının kararıyla sona erer. Vesayeti gerekli kılan nedenin ortadan kalkması durumunda, ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi vesayetin sona ermesine karar verecektir. Vesayetin sona ermesi talebini, kısıtlı ve ilgililerden her biri ileri sürebilecektir. Herhangi bir sebeple […]

Devamını Oku

VASİLİK GÖREVİ NASIL SONA ERER?

Vasi kavramının ne olduğuna ve vasi atanmasını gerektiren hallerin neler olduğuna (Bkz: İlgili yazımız…) ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verdiğimiz sitemizde farklı yazılarımız da bulunmaktadır, okumanızı tavsiye ederiz. Vasilik görevi çeşitli sebeplerle son bulabilmektedir. Bu nedenler; vasinin fiil ehliyetini yitirmesi, ölmesi, görevden alınması olabileceği gibi vasi atama kararının uzatılmaması durumunda süresinin dolması da olabilmektedir. Diğer yandan, […]

Devamını Oku

DOĞUMUN SÜRESİNDE BİLDİRİLME ZORUNLULUĞU

Çocuğun sağ veya ölü şekilde bütün organlarıyla annesinden ayrılması sonucunda, gebelik sona erecek ve doğum gerçekleşecektir. Çocuğun sağ ve tam doğması halinde de kişilik başlayacak ve çocuk ana rahmine düştüğü ilk andan itibaren medeni haklardan faydalanacaktır. Gerek nüfus hizmetlerinin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi gerekse de çocuğun medeni haklarından gereği gibi yararlanabilmesi için doğumun zamanında bildirilmesi gerekmektedir. […]

Devamını Oku

TAM EHLİYETSİZ KİŞİLERDE FİİL EHLİYETİ VE HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU

Ülkemiz hukuk düzeninde olduğu gibi farklı ülkelerin hukuk sistemlerinde de kişilerin, fiil ehliyetleri yönünden dört gruba ayrıldığını söyleyerek yazımıza başlayalım. Bahsettiğimiz ayrım fiil ehliyeti için gerekli şartların (erginlik, ayırt etme gücü, kısıtlılık durumu) kişide tam veya kısmi olarak bulunup bulunmamasına göre yapılmaktadır. Bu guruplar:        (i)tam ehliyetliler,        (ii)tam ehliyetsizler,        (iii)sınırlı ehliyetsizler,        (iiii)sınırlı […]

Devamını Oku

VASİYE VE DEVLETE KARŞI AÇILACAK TAZMİNAT DAVASINDA ZAMANAŞIMI

Vesayet altındaki kişinin zarar görmesi halinde vasi ile devletin sorumluluğuna ilişkin bir önceki yazımızda (Bkz: İlgili Yazımız…) detaylı açıklamalarda bulunmuştuk. Bu çalışmamızda ise, vasi ve devletin sorumluluğu dolayısıyla açılacak tazminat davasında zamanaşımına dair bilgilere yer vereceğiz. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda anılan konuya ilişkin zamanaşımı hususu, olağan ve olağanüstü zamanaşımı olmak üzere iki ayrı şekilde […]

Devamını Oku

VESAYET MAKAMINDAN İZİN ALINMASINI GEREKTİREN HALLER NELERDİR?

Kişilerin vesayet altına alınma gereklilikleri küçüklük ve kısıtlama sebebiyle oluşmaktadır. Kısıtlama sebepleri ise akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, özgürlüğü bağlayıcı ceza ve istek üzerine olabilmektedir. Vesayet altına alınan kişiye, vesayet makamı tarafından bu görevi yerine getirebilecek yetenek ve şartlarda bir veya birden fazla kişi […]

Devamını Oku