TAM EHLİYETSİZ KİŞİLERDE FİİL EHLİYETİ VE HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU

Ülkemiz hukuk düzeninde olduğu gibi farklı ülkelerin hukuk sistemlerinde de kişilerin, fiil ehliyetleri yönünden dört gruba ayrıldığını söyleyerek yazımıza başlayalım. Bahsettiğimiz ayrım fiil ehliyeti için gerekli şartların (erginlik, ayırt etme gücü, kısıtlılık durumu) kişide tam veya kısmi olarak bulunup bulunmamasına göre yapılmaktadır. Bu guruplar:

       (i)tam ehliyetliler,

       (ii)tam ehliyetsizler,

       (iii)sınırlı ehliyetsizler,

       (iiii)sınırlı ehliyetliler

şeklindedir.

Bu yazımızda; tam ehliyetsiz kişilerin fiil ehliyetine, haksız fiil sorumluluğuna ve bu sorumluluğun istisnalarına değineceğiz.

Tam ehliyetsiz kişilerayırt etme gücüne sahip olmadıklarından, Türk Medeni Kanunu (“TMK”)kapsamında düzenlenen istisnalar haricinde; yaptıkları hukuksal işlemler hukuk düzeni içerisinde hüküm ve sonuç doğurmaz. Başka bir deyişle tam ehliyetsizler tarafından yapılan hukuksal işlemler kesin hükümsüzdür. Bu kesin hükümsüzlük yaptırımı; kişi ehliyetini geri kazandığında ya da yasal temsilcisi izin veya icazet verdiğinde ortadan kalkmaz. Belirtmek gerekir ki, ilgili herkişi bu hükümsüzlüğü –hakkın kötüye kullanılması kapsamında kalmadan- ileri sürme hakkına sahiptir. Uygulamada hakim ve savcılar dosya üzerinden ehliyetle ilgili hükümsüzlüğü fark ettiklerinde, bunu re’sen (görevi gereği) dikkate almak zorundadırlar. Aynı şekilde kişi; ehliyetini geri kazandığında daha öncesinde yapmış olduğu geçersiz hukuki işlemin geçerli hale gelmesini isterse, bunu ancak söz konusu işlemi ön görülen kurallara uygun olarak tekrar gerçekleştirmek suretiyle yapabilecektir.

Tam ehliyetsiz kişilerde de yine, haksız fiil sorumluluğu açısındandurum farklı değildir. Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) ilgili maddesine göre,haksız fiilden söz edebilmek için aranan temel şart kusurdur ve kusurdan bahsedebilmek için o kişinin için ayrıt etme gücüne sahip olması gerekir. Bu bilgiler ışığında tam ehliyetsiz kişilerde haksız fiil sorumluluğunun mümkün olmayacağı sonucuna varılacaktır. Hemen yeri gelmişken ekleyelim, kanun koyucu tam ehliyetsizlerin haksız fiilerinden sorumlu tutulmaması yönünde üç istisna ön görmüştür. Bu istisnalar:

(i)kusursuz sorumluluk halleri,

(ii)hakkaniyet sorumluluğu,

(iii)ayırt etme gücünün geçici olarak kaybında sorumluluk,

(Daha önceki yazımızda i ve ii maddelerindeki istisnalar ele alınmıştır. Lütfen Bkz.)

Ayırt etme gücünün geçici olarak kaybında sorumluluk durumunda ise kişinin bu duruma kendi kusuru ile düşüp düşmediğine bakılmaktadır. Eğer kişinin kendisi bu duruma düşmekle sorumluysa, haksız fiilinden de sorumlu tutulur; aksi halde ise bunu ispat ederek haksız fiilin yükümlülüğünden kurtulabilecektir. Bu hususun daha iyi anlaşılması adına bir örnek verelim: İçki veya uyuşturucu kullanımı sonucu ayırt etme gücünü kaybeden bir kişi haksız fiili meydana getirdiğinde, bu kullanımı kendi iradesiyle gerçekleştirmişse haksız fiilinden sorumlu tutulur meğerki kişiden habersiz yiyecek ve içeceğine bu maddeler katılsın.

Son olarak (ii) ve (iii) maddesindeki istisnaların arasındaki farka bakıp yazımızı sonlandıralım. Hakkaniyet sorumluluğu;TBKm.65 paralelinde, ayırt etme gücünün kaybında kişinin kusuru olup olmadığına, ayırt etme gücünün sürekli ya da geçici ortadan kalkıp kalkmadığına bakmaz. Burada önemli olan, haksız fiili işleyen kişinin kusurundan sorumlu tutulmasının mümkün olmasıdır.Ayırt etme gücünün geçici olarak kaybında sorumluluk durumu istisnasında ise hakkaniyet sorumluluğunun tam tersi söz konusudur.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir