VASİLİK GÖREVİ NASIL SONA ERER?

Vasi kavramının ne olduğuna ve vasi atanmasını gerektiren hallerin neler olduğuna (Bkz: İlgili yazımız…) ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verdiğimiz sitemizde farklı yazılarımız da bulunmaktadır, okumanızı tavsiye ederiz.

Vasilik görevi çeşitli sebeplerle son bulabilmektedir. Bu nedenler; vasinin fiil ehliyetini yitirmesi, ölmesi, görevden alınması olabileceği gibi vasi atama kararının uzatılmaması durumunda süresinin dolması da olabilmektedir. Diğer yandan, vasi görevini idame ettirirken vasiliğe engel teşkil eden sebeplerle de karşılaşabilmektedir. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde, vasi; görevinden çekilmek zorundadır. Ancak vasinin görevine devam etmesini gerekli kılan önemli sebepler mevcutsa, vasi; görevine devam etmek zorunda olacaktır. Burada dikkat edilmesi ve unutulmaması gereken öncelikli ve önemli konu, görevi sona eren vasinin yeni vasi göreve başlayana kadar zorunlu işleri yapmakla mükellef olduğudur.

Peki vasinin görevden alınması hangi durumlarda mümkündür? 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 483. madde “Vasi, görevini ağır surette savsaklar, yetkilerini kötüye kullanır veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunur ya da borç ödemede acze düşerse, vesayet makamı tarafından görevden alınır. Vasinin görevini yapmakta yetersizliği sebebiyle vesayet altındaki kişinin menfaatleri tehlikeye düşerse, vesayet makamı kusuru olmasa bile vasiyi görevden alabilir.” hükmüyle vasinin görevden alınma sebeplerini açıklamıştır. Anılan maddeyle de açıkça ortaya konulduğu üzere, vasi kusuru olmasa bile kısıtlının hak ve menfaatlerini zarara sokma ve zayi etme tehlikesi yaratırsa görevden alınabilecektir.

Vesayet makamı bir başla deyişle ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi, vasinin görevden alınmasına ilişkin kararını ilgililerin isteği üzerine veya re’sen verebilecektir. Hatta görevden alınmayı lazım kılan nedenin varlığını kendiliğinden öğrenen vesayet makamı, vasiyi re’sen görevden almakla yükümlü olacaktır. Ancak vesayet makamı vasiyi görevden alma yönünde karar verebilmek için gerekli tüm araştırmayı yapmalı ve vasiyi dinlemelidir. Durumun ağırlığına göre vesayet makamı bir değerlendirme yapacak, vasiye görevden alınacağına ilişkin bir uyarıda bulunmakla da yetinebilecektir.

Diğer yandan, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vasinin görevden alınmasını gerektiren hallerin varlığında hangi önlemlere başvurabileceği de, anılan Kanun’un 486. ve 487. maddelerinde sırayla “Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde vesayet makamı, vasiye geçici olarak işten el çektirip bir kayyım atayabileceği gibi; gerekirse muhtemel zararı göz önünde bulundurarak vasinin mallarına ihtiyati haciz koyabilir ve tutuklanmasını da isteyebilir.”, “Vesayet makamı, görevden alma ve uyarıda bulunmanın yanı sıra, vesayet altındaki kişinin korunması için gerekli diğer önlemleri de almakla yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hükümlerle de, açıkça ortadadır ki; vesayet altına alınan kişinin korunması uğrunda, vesayet makamına gerekli gördüğü başka önlemleri de alabilmesi yönünde oldukça geniş yetkiler verilmiştir.

                                                                                                               Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir