ŞİRKET BİRLEŞMELERİ

 Küreselleşmeyle artan rekabet, firmaların ayakta kalabilmelerini gün geçtikçe daha da zorlaştırmaktadır. Stratejik kararların doğru zamanda alınıp uygulanabilmesi bu nedenle firmalar açsından hayati önem taşır. Zorlayıcı rekabet ortamının doğal sonucu olarak firmalar, zaman içinde çeşitli ortaklıklar kurmak ve stratejik işbirlikleri yapmak durumunda kalırlar.

Bu doğrultuda işletmeler varlıklarını koruyabilmek için maliyetleri, sermayeyi, teknolojiyi, iletişim ve pazarlara ulaşım imkanlarını ve belki de en önemlisi teşebbüs risklerini paylaşarak büyümeyi tercih ederler. İşletmeler arası işbirliğinin birleşme olarak adlandırılması için hem ekonomik hem de hukuksal yönden işletmelerin bir birlik haline gelmeleri ve aynı zamanda işletmelerin malvarlıklarının da birleştirilmiş olması gerekmektedir. Birleşme türleri şu şekildedir;

Devralma Yoluyla Birleşme: Bir şirketin diğer bir şirketi devralması yoluyla birleşme durumunda, devralınan şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesine karşılık, devralan şirketin tüzel kişiliği devam etmektedir. Türk hukuku çerçevesinde ticaret ortaklıklarının devralma yolu ile birleşmesi, ‘en az bir ortaklığın, ortaklarının başka bir ortaklığa alınması karşılığında malvarlığı veya işletmesini aktif ve pasifleriyle bir bütün olarak o ortaklığa devrederek tasfiyesiz dağılması’ olarak tanımlanmaktadır. Bu tür birleşmelerde bir şirket sona ererken, diğer şirket varlığını sürdürmeye devam eder. Bu süreçte devralınan şirketin varlıkları ve borçları devralan şirkete geçer ve devralan şirket, devraldığı şirketin hisselerini; kendi hisse senetlerini, tahvillerini vererek veya nakden ödeme yaparak satın alır.

Yeni Şirket Kurulması Yoluyla Birleşme: Yeni şirket kurulması yolu ile sağlanan birleşmelerde ise her iki şirketin tüzel kişiliği sona erer ve yeni bir tüzel kişilik oluşturulur. Türk hukuku çerçevesinde yeni ortaklık kurulması yoluyla birleşme, ‘en az iki ortaklığın, ortaklarının yeni kurulan bir ortaklığa alınmaları karşılığında malvarlıkları veya işletmelerini aktif ve pasifleriyle birer bütün olarak bu ortaklığa devrederek tasfiyesiz dağılmaları sonucunda iki veya daha çok ortaklığın tek bir ortaklık durumuna gelmesi’ olarak tanımlanmaktadır. Birleşen şirketlerin varlıklarının ve borçlarının tamamının yeni kurulan şirkete devredilmesi söz konusudur. Birleşen şirketlerin ortaklarının hakları korunarak, ortağı oldukları şirketin hisselerine karşılık, yeni kurulan şirketin hisselerinden vermek veya başka bir menkul kıymet yahut nakit para ödemek de mümkün olabilmektedir.

Birleşmelerde bedelin nakden mi hisse senedi verilmesi yoluyla mı ödeneceği önemli bir noktadır. Hisse senedi verilmesi yoluyla yapılacak ödemelerin bazı üstün ama sakıncalı yönleri bulunur. Üstün yön, alıcı durumda olan şirket açısından olası bir finansman sorununa set çekilmesidir. Nakden ödeme yapılması durumunda, şirket sermaye artırımına gidebileceği gibi; yeni çıkarılacak hisse senetlerinin sermaye piyasalarında satışa sunulması keyfiyeti; reklam, ödenecek komisyon gideri gibi kalemlerle sermaye maliyetini arttırmaktadır. Birleşen şirketlerin ortakları açısından da bedelin nakden veya hisse senedi olarak alınması seçeneklerinin birbirine kıyasla üstün fakat sakıncalı yönleri bulunur. Bedelin hisse senedi olarak alınmasının sakıncalı yönü, hisse senedinin piyasa değerinin ileride düşmesi olasılığıdır. Buna karşın birleşmeden sağlanması amaçlanan faydalara elbette ortak olunacak olması bu riski almaya değebilmektedir. Uygulamada nakden veya hisse senedi verilerek ödeme seçenekleri arasında orta yollar bulunur. Örneğin değerin bir bölümünün nakden, bir bölümünün hisse senedi verilmesi suretiyle ödenmesi bunlardan biridir.  

                                                                                                                        Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir