Sanat eserleri icra edildiği sürece halka ulaşabilmekte, anlam kazanabilmektedir. Bir eseri yorumlama, çalma, söyleme, anlatma ve tanıtma yollarıyla kitlelere ulaştıran kişiye “icracı sanatçı” denmektedir. İcracı sanatçılar yaptıkları faaliyetlerle bir eser meydana getirmezler, yalnızca kendi kabiliyetleri ve icraya yönelik yetenekleri doğrultusunda esere hayat verirler. Eser icracı sanatçının duygu, düşünce ve sezgileriyle bütünleşerek iletilir. Dolayısıyla icracı sanatçı yalnızca gerçek kişi olabilir. İcracı sanatçıya örnek olarak şarkıcı, dansçı, orkestra şefi, tiyatro ve film oyuncusu verilebilir. Ayrıca eser sahipleri kendi eserlerini kendileri icra ettiklerinde icracı sanatçı kimliğine de sahip olacaklardır. Böylece eser sahipleri çifte koruma ve çifte telif bedeline hak kazanacaktır.
İcracı sanatçılar 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“Kanun”) tarafından korunmaktadır. Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 1/B maddesinde “Eser: Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini, Eser sahibi: Eseri meydana getiren kişiyi, Bağlantılı haklar: Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla komşu hak sahipleri ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren film yapımcılarının sahip oldukları hakları, … , Komşu haklar: Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçıların, bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları ile radyo-televizyon kuruluşlarının sahip oldukları hakları … ifade eder.” şeklindeki tanım düzenlemeleri önem taşır.
Kanun’un 80. maddesinde icracı sanatçıların sahip olduğu haklar sayılmıştır. Buna göre icracı sanatçılara mali ve manevi haklar tanınmıştır. İcracı sanatçılara tanınan manevi haklar, icraların sahibi olarak tanıtılma hakkı ve icraların kendi itibarlarını zedeleyecek şekilde tahrif edilmesini veya bozulmasını önleme hakkı olarak gösterilebilir. Yalnız itibar zedeleme durumu uygulama şartlarından kaynaklanıyorsa, icracı sanatçı bu haklarını ileri süremez. İcra üzerindeki mali haklar ise; tespit, tespitin çoğaltılması, kiralama ve ödünç verme de dahil olmak üzere tespitin yayımı, Radyo-TV, uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar ile yayın ve yeniden yayın, işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayın ve yeniden yayın, dijital iletimden yararlanarak yapılan yayın ve yeniden yayın, dijital ortamda umuma erişimi sağlama, telli veya telsiz çalgılarla umuma dağıtım ve sunum olarak gösterilebilir.
İcracı sanatçılar mali haklarını uygulamada genellikle yapımcılara devretmektedir. Bu devir sonrasında devredilen mali hakların kullanımında icracı sanatçının izni gerekmemektedir. Ancak eser sahibinin manevi hakları devredilemez niteliktedir. Manevi hakların kullanımı ise bir sözleşme ile üçüncü kişilere bırakılabilir.
Hukuk Desteği
iletisim: [email protected]