Her yıl yaptırılması mecburi olan zorunlu trafik sigortasının; zarar verilen diğer aracı ve zarar gören üçüncü kişileri korumak, onların kayıplarını gidermek amacıyla oluşturulduğundan, kusurlu olan aracın zararını ise karşılamadığından bir diğer yazımızda bahsetmiştik. (Bkz.İlgili yazımız…)
Bu yazımızda ise konuyu biraz daha özelleştirerek; kaza sonrası kişilerin uğradığı hem maddi hasarları hem de yaralanma, ölüm gibi durumlarda ortaya çıkacak hastane, geçici iş görmezlik, destekten yoksun kalma gibi tazminatların bu sigortanın koruması içine girdiğinden ve dolayısıyla kaza sonrası aracın sürücüsü veya işleteninin yaşamını yitirmesi nedeniyle onların desteklerinden yoksun kalan kişilerin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkından bahsedeceğiz. Kaza sonrası aracın sürücüsü veya işleteninin yaşamını kaybetmesi sebebiyle destekten yoksun kalan kişiler, üçüncü kişi konumunda olduğundan ölenin sürücü veya işleten olduğu araç zorunlu trafik sigortasının garantisi altına girebilirler. Ancak bu destekten yoksun kalan kişiler için sadece can zararları bir diğer deyişle bedeni zararları talep hakkı söz konusu olup; maddi hasarlar için bir istemde bulunma hakkı mevcut değildir.(Bkz.İlgili yazımız…)
Peki kazada ölen kişilerin kusur oranları, geride kalanların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkına bir etki doğurur mu?
Her ne kadar uzun bir dönem Yargıtay içtihatlarında, kazada yaşamını yitiren sürücü veya işletenin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, bu kişilerin ölümüyle destekten yoksun kalan yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkının var olduğu kabul edilip bu yönde kararlar verilmiş olsa da, 26.04.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı torba yasa ile bu kararların önü kesilmiştir. Bu yasada yapılan düzenleme ile “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında bırakılmıştır.
Bu bağlamda; artık destekten yoksun kalan kişiler, desteklerinden yoksun kaldıkları kişilerin tek taraflı trafik kazalarında ölmesi ya da çift taraflı trafik kazalarında kendi desteğinin kusuruna isabet eden kısım için sürücüsü ya da işleteni olunan aracın zorunlu trafik sigortasının korumasından yararlanamayacaklardır. Bir diğer deyişle; artık tek taraflı trafik kazalarında, destekten yoksun kalma tazminatı talep etme imkanı bulunmamakla birlikte; çift taraflı trafik kazalarında da ölen kişinin kusuru önem arz etmekte olup ölen sürücü veya işletenin kusuru oranında zorunlu trafik sigortasına başvuru imkanı ortadan kaldırılmıştır. Ancak önemle belirtmek isteriz ki; bu bahsedilen madde 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olup; taraflar arasında imzalanmış olan bu tarihten önceki tarihli zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçelerinde söz konusu değildir.
Bu husustaki bir diğer önemli konu da zamanaşımı meselesidir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi 2. fıkrasına göre: “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Buna göre dava, cezayı gerektirecek bir eylemden doğarsa uzamış ceza zamanaşımı süresi uygulanacak ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde yer alan sürelerin belirlenmesinde, meydana gelen kaza sonucunda ortaya çıkan suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurularak zamanaşımı süresi hesaplanacaktır.
Hukuk Desteği