SUYUN KİRLETİLMESİ SEBEBİYLE ÇEVRENİN KİRLETİLMESİ SUÇU

Çevrenin kasten kirletilmesi konusunu daha önceki bir yazımızda (Lütfen bkz…)  ele alarak bu suçun unsurlarını etraflıca açıklamış; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 181. madde 1. fıkrasında geçen “İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde” lafzı dolayısıyla, atık veya artıkların toprağa, havaya veya suya verilmesi yahut verilmemesi prosedürünü düzenleyen ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık halinde suçun oluşabileceğini, bu hükümlerin de 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili maddelerine dayanılarak çıkartılan yönetmelikler, tebliğler ve genelgeleri kapsadığını belirtmiştik.

Su kirliliği; en genel şekilde deniz, akarsu, nehir, göl, gölet, baraj gibi su alıcı ortamının kirletilmesi olarak tanımlanabilecek olup; su kirliliğine sebep olacak atıkların hangileri olduğu da, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (“Yönetmelik”) kapsamında değerlendirilmektedir.

Yönetmelik’in 6. madde “Alıcı su ortamlarında evsel, endüstriyel, tarımsal, deniz trafiği ve benzeri kaynaklardan dolayı kirlenmeye neden olan başlıca etkenler aşağıda belirtilmiştir. a)  Fekal atıklar, b) Organik atıklar, c) Kimyasal Atıklar, d) Aşırı üretim artışına neden olan besin  maddelerinin, alıcı ortamın dengesini bozacak şekilde aşırı boşaltımı, e) Atık ısı, f) Radyoaktif atıklar, g) Deniz dibinden taranan malzeme, çamur, çöp ve hafriyat artıklarının ve benzeri atıkların boşaltımı, h) Gemilerden kaynaklanan petrol türevli katı ve sıvı atıklar (sintine suyu, kirli balast, slaç, slop, yağ ve benzeri atıklar), ı) Yukarıda sayılanların dışında kalan 31/12/2005 tarihli ve 26040 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmelik eklerinde belirtilen maddeler.” hükmüyle, suları kirletecek etkenlerin başlıcaları sayılmıştır. Burada belirtilen etkenlerin sınırlayıcı sayıma tabi olmadığını da yeri gelmişken ekleyelim.

Diğer yandan, Yönetmelik’in 21. maddesinde göllerle ilgili kirletme yasaklarına, 23. maddesinde denizlerle ilgili kirletme yasaklarına ve 25-36. maddelerinde atık suların boşaltım ilkelerine detaylı şekilde yer verilmiş olduğundan, anılan maddelere aykırılık halinde TCK’nın ilgili hükümleri uyarınca çevrenin kirletilmesi suçu gündeme gelebilecektir. Yönetmelik’in 4 madde j bendi “Atık suların arıtılmadan alıcı ortama verilmesi yasak olup, arıtılmış atık suyun verileceği alıcı ortam için belirlenmiş kalite standartlarının olumsuz yönde etkilenmemesi esastır.” uyarınca da, atık suların arıtılmadan alıcı ortama verilmesinin yasak olduğu özellikle belirtilmiş olup; bu yasağın çiğnenmesi halinde de, aynı şekilde bu suç oluşabilecektir.

                                                                                                              Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir