İlgili suçun konusu özel belge olduğundan “özel belge” kavramının iyi anlaşılması önem taşır. Özel belge; kamu görevlisinin görevi sebebiyle düzenlediği belgelerin dışında kalan, resmi bir işlem nedeniyle düzenlenmeyen fakat doğrudan hukuken hüküm ve sonuç doğuran yazılı materyal olarak açıklanabilir. Dolayısıyla; ilgili suçun konusunu dilekçe, fatura, işe giriş bildirgesi, banka teminat mektubu, vergi beyannameleri, kira sözleşmesi vs. oluşturabilmektedir. Özel belgede sahtecilik suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 207. maddesinde düzenlenmiştir.
TCK madde 207“(1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” hükmünü amirdir. Belirtilen suç seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketler; özel belgeyi sahte olarak düzenlemek veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek şeklindedir. Her iki halde de özel belgede sahtecilik suçu oluşacaktır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise bu seçimlik hareketlerin yanında, suçun oluşması için özel belgenin sahte olduğunu bilerek bu belgeyi kullanmak şartı öngörülmüştür. Belirtilen seçimlik hareketlerden hangisi yapılırsa yapılsın suçun oluşması için belgenin muhakkak kullanılması gerekmektedir.
Özel belgede sahtecilik suçunun oluşması için belgenin “aldatıcı” nitelikte olması büyük önem taşır. Eğer özel belgede yapılan sahtecilik ilk bakışta herkes tarafından anlaşılabilecek nitelikteyse, söz konusu belgenin aldatma niteliği yoktur ve bu durumda özel belgede sahtecilik suçu oluşmayacaktır.
Özel belgede sahtecilik suçu şikayete bağlı suçlardan olmadığından herhangi bir şikayet süresi yoktur. Suçun zamanaşımı süresi ise 8 yıldır.
Açıkladığımız suçla ilişkili bazı Yargıtay kararlarına aşağıda yer vermekteyiz:
“Sanık hazırlamış olduğu kira sözleşmesi fotokopisi ile abonelik tesis ettirmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından özel belgede sahtecilik suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay, dosya incelemesinde belge aslının ele geçirilememiş olmasından kaynaklı suçun unsurlarının oluşmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Tüm bu nedenlerle mahkemenin kararına karşılık bozma yönünde karar verilmiştir.” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9952 Esas, 2019/4176 Karar)
“Muhasebeci olan sanığın, Yusuf’un bakkal dükkanında fiilen çalışmadıkları halde bazı işçileri çalışmış gibi göstererek ise giriş bildirgeleri düzenleyerek SGK’ya verdiğinin iddia olunması karşısında sübuta eren eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 207/1, 43/1. maddelerine uyan zincirleme şekilde özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – Karar: 2015/29867).
Hukuk Desteği