PATENT HAKKINA TECAVÜZ HALİNDE PATENT SAHİBİNİN HAKLARI NELERDİR?

Patent hukuku anlamında tecavüz, bir kimsenin hak alanının başka bir kimse tarafından izinsiz ihlal edilmesidir. Bir önceki yazımızda genel hatlarıyla konuyu daha detaylı olarak açıklamıştık. (Lütfen bkz.) Bu yazımızda ise patent hakkına tecavüzün söz konusu olduğu hususlarda açılabilecek davalardan ve hakkı ihlal edilen patent sahibinin başvurabileceği hukuki yollardan bahsedeceğiz.

Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) madde 149’da “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepler” başlığı altında sınai mülkiyet hakkı (dolayısıyla patent hakkı) tecavüze uğrayan hak sahibinin başvurabileceği hukuki yollar belirtilmiştir. SMK madde 149 “(1) Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d) Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması. f) Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g) Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi. (2) Birinci fıkranın (e) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda, söz konusu ürün, cihaz ve makinelerin değeri, tazminat miktarından düşülür. Bu değerin kabul edilen tazminat miktarını aşması hâlinde, aşan kısım hak sahibince karşı tarafa ödenir. (3) Birinci fıkranın (g) bendinde belirtilen talebin kabulü durumunda ilanın şeklî ve kapsamı kararda tespit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer. (4) Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adları bakımından manevi zararın tazmini talep edilemez.” hükmünü amirdir.

Madde metni ışığında bakılacak olursa, patent hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, tecavüzün önlenmesi davası, tecavüzün durdurulması davası, tecavüzün giderilmesi davası, tecavüzün tespiti davası, tazminat davaları başlığı altında maddi tazminat davası, manevi tazminat davası itibar tazminat davası gibi çok sayıda dava açabilmektedir. Tazminat davalarının açılabilmesi için haksız bir fiil, kusur, illiyet bağı ve ortaya çıkan bir zarar söz konusu olmalıdır.

SMK madde 150/1’de “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.” demek suretiyle SMK madde 141’e atıf yapılmıştır. SMK madde 141/1’de ise “Aşağıdaki fiiller, patent veya faydalı model hakkına tecavüz sayılır: a) Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek. b) Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. c) Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği hâlde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak. ç) Patent veya faydalı model hakkını gasp etmek. d) Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” şeklinde tecavüz sayılan fiiller sıralanmıştır.

SMK’nın 151. maddesinde ayrıca kurum olarak “yoksun kalınan kazanç” düzenlenmiştir. Yoksun kalınan kazanç, kabaca hak sahibinin tecavüz dolayısıyla gelecekte malvarlığındaki artışın önlenmesi olarak tanımlanabilir. Madde metninde “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” demek suretiyle yoksun kalınan kazancın hesaplanma usulü belirtilmiştir.

Patent hakkına tecavüz, Türk Ticaret Kanunu hükümleri açısından haksız rekabete konu olabileceği gibi; tüm bunlarla birlikte ayrıca haksız rekabetin cezai unsurlarının meydana gelmesi halinde mütecaviz bu defa sanık sıfatıyla da yargılanabilecektir. Açılacak olan davada davacı taraf, tecavüz sebebiyle zarara uğrayan kimselerdir. Patent başvuru sahibi, lisans sahibi gibi kişiler davacı taraf olabilmektedir. Davalı taraf ise hak sahibinin haklarını yetkisiz ve izinsiz kullanan kimselerdir.SMK madde 153’te hakkında dava açılamayacak kişiler de ayrıca belirtilmiştir.

İhtilaf ihtisas mahkemesinde yargılama yapmayı gerektirdiğinden; açılacak davalarda görevli ve yetkili mahkemeler Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’dir. Davanın zamanaşımında ise Türk Borçla Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanacak olup, söz konusu süre 10 yıldır.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir