İşçinin çalışma koşullarında esaslı değişikliğin neleri kapsadığı 4857 sayılı İş Kanununda (“Kanun”) düzenlenmemekle birlikte, Yargıtay kararlarına bakıldığında; ücret, yan haklar, çalışma yeri, görev tanımı, çalışma süreleri gibi çalışma koşullarında işçinin aleyhine ve durumunu ağırlaştıracak şekilde değişiklik yapılması olarak kabul gördüğü anlaşılmaktadır. Çalışma koşullarında yapılan bir değişiklik, işçinin yararına sonuçlar doğuruyorsa, bu değişiklik esaslı bir değişiklik olarak kabul edilmeyecektir.
Kanun’un 22. maddesindeki düzenlemeye göre işveren, çalışma koşullarında iş sözleşmesine veya personel yönetmeliğine dayanan veya işyeri uygulamasıyla oluşan esaslı bir değişikliğe gidebilmek için durumu işçiye yazılı olarak bildirmelidir. Yazılı olarak bildirilmeyen veya yazılı bildirim sonrasında işçi tarafından 6 günlük süre içerisinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklik işçiyi bağlamayacaktır.
İşçi, kendisine yapılan yazılı bildirimin ardından, 6 gün içerisinde önerilen değişikliği kabul etmezse, işveren Kanun’un 18. maddesinde düzenlenen geçerli nedenle fesih sebebine dayanarak ve bu hususu işçiye yazılı olarak bildirerek, Kanun’un 17. maddesinde sayılan fesih bildirim sürelerine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilecektir.
Taraflar, kendi aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilirler. Çalışma koşullarında meydana gelecek değişiklikler, geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.
İş yeri değişikliğinde yol ücretlerini işçinin karşılamak durumunda bırakılması, işçilerin ücretsiz izne çıkarılması, işçiye daha düşük nitelikte, daha az vasıf gerektiren bir iş verilmesi, işçinin şehir dışında bir işte görevlendirilmesi (sözleşmeyle anlaşılmamışsa) veya şehir merkezine uzak bir işyerinde görevlendirilmesine rağmen işçiye servis temin edilmemesi, çalışma saatlerinin geceye kaydırılması veya hafta sonu çalışmanın zorunlu tutulması gibi örnekler, Yargıtay kararları ışığında çalışma koşullarında esaslı değişiklik sayılabilecektir.
Hukuk Desteği