İşkence, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 94. maddesinde, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunmak olarak tanımlanmıştır.
İşkence suçunun faili, kamu görevlisidir. Suçun diğer unsurları sağlansa dahi, kamu görevlisi olmayan kişinin işkence suçunu işlediğinden bahsedilemez ancak, suçun işlenmesine iştirak eden kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
İşkence suçunun cezası üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıdır. Suçun çocuğa, bedeni veya ruhsal bakımdan kendini savunamayacak olan kişiye, gebe kadına, avukata veya diğer kamu görevlilerine karşı işlenmesi durumunda sekiz yıldan on beş yıla kadar, fiil aynı zamanda cinsel taciz şeklinde gerçekleştirilmişse on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
İşkence suçunun cezalandırılması herhangi bir zamanaşımına tabi olmayıp, suçun ihmal suretiyle işlenmesi halinde cezada bir indirim yapılmaz.
İşkence fiili aşağıda sayılan durumlara sebebiyet vermişse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç söz konusu olur ve suçun temel şekli için öngörülen ceza yarı oranında artırılır:
– Mağdurun duyu veya organlarından birinde kalıcı işlev zayıflığına, konuşmasında kalıcı zorluğa, yüzünde sabit ize,
– Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
– Gebe kadınına karşı işlenmesi durumunda çocuğun vaktinden önce doğmasına
Aşağıdaki durumlarda ise ceza bir kat artırılır:
– Mağdurun iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanması veya bitkisel hayata girmesi,
– Duyu veya organlardan birinde kalıcı işlev yitimi,
– Konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin kaybı,
– Yüzde sürekli değişiklik,
– Gebe kadınına karşı işlenmesi durumunda çocuğun düşmesi.
İşkence fiili vücutta kemik kırılmasına neden olmuşsa, kırığın hayati fonksiyonlardaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına, işkence fiili sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunmaktadır.
Hukuk Desteği