Haysiyetsiz hayat sürme, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“Kanun”) 163. maddesinde düzenlenen özel ve aynı zamanda nisbi boşanma sebeplerinden biridir. Diğer boşanma nedenleri için; (Lütfen bkz…)
Haysiyetsiz hayat sürmek; toplumun ahlak, namus, şeref, haysiyet gibi kavramlarla ilgili genel algısına ve anlayışına aykırı hayat sürmek olarak tanımlanabilir. Yargıtay kararları doğrultusunda, eşlerden birinin randevu evi işletmesi, kumarbazlık, alkol ve/veya uyuşturucu bağımlılığı, homoseksüellik ve gönül tellallığı haysiyetsiz hayat sürmeye örnek olarak gösterilebilir.
Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açabilmek için aşağıda belirtilen şartların mevcut olması gerekmektedir:
– Davalı eş haysiyetsiz hayat sürme konusunda kusurlu olmalıdır. Örneğin davalı eş akıl hastalığı nedeniyle haysiyetsiz hayat sürüyorsa, bu durumda haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayanarak boşanma davası açılamaz.
– Haysiyetsiz hayat sürme bir devamlılık ve süreklilik içinde olmalı, bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş olmalıdır.
– Eşlerden birinin haysiyetsiz hayat sürüyor olması, ortak yaşamı çekilmez hale getirmiş olmalıdır. Davacı eş de benzer şekilde haysiyetsiz hayat sürüyorsa, bu sebebe dayanarak boşanma davası açma hakkına sahip değildir.
– Haysiyetsiz hayat sürme olgusu evlenmeden sonra gerçekleşmiş olmalıdır. Evlenme öncesinde haysiyetsiz hayat sürdüğü bilinen eşe karşı bu sebebe dayanarak boşanma davası açılamaz.
Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davası zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Boşanma kararının verilmesiyle beraber, varsa müşterek çocuğun velayeti haysiyetsiz hayat süren eşe verilmez.
Hukuk Desteği