Kamu görevlisinin ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar bölümünde madde 259’da “Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere kamu görevinin sağladığı nüfuzdan yararlanarak bir başkasına mal ya da hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi ilgili suçu işlemiş olacaktır. Suçun işlenmesi için failin kamu görevlisi olması gerekmekte olup dolayısıyla suç, özgü suçlar arasında yer almaktadır. Ayrıca suçun oluşması için, mal ya da hizmetin satılmış olması gerekmemekte, bu mal veya hizmetin satılmaya çalışılması yeterli olmaktadır.
Uzlaştırmaya tabi suçlardan olmayan kamu görevlisinin ticareti suçu, şikayete bağlı da değildir.
Aşağıda ilgili Yargıtay kararlarına yer vermekteyiz.
“…Sanık hakkında 1999 yılından itibaren memuriyetinin özelliklerinden faydalanarak birçok kez gayrimenkul alım satımı yaparak haksız kazanç sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak suçundan açılan kamu davasında; sanığın eyleminin hangi surette görevin gereklerine aykırılık oluşturarak kamunun zararına, kişilerin mağduriyetine ya da haksız bir menfaat sağlanmasına sebep olduğu açıklanmadan ve 15/06/2010 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen sanığın yaptığı gayrimenkul alım satım sözleşmelerinin muhataplarının tanık sıfatıyla beyanları alınarak sanığın gerçekleştirdiği işlemlerde yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanıp yararlanmadığının araştırılarak eylemin TCK’nın 259. maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin ticareti suçunu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışılmadan yetersiz gerekçe ve eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir.” (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/1638 K.)
“…Dosya kapsamına göre, müşteki şüpheli …‘ın diğer müşteki şüpheli …‘ın emniyet amiri sıfatını kullanarak Seydişehir İlçe Emniyet Müdürlüğünde çalışan memurlara patates sattığı iddialarını, tanık olarak ifadelerine başvurulan … ve …‘un doğrulamaları karşısında, müşteki şüpheli … hakkında kamu görevlisinin ticareti suçundan toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, merciince yapılan itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2017/5144 K.)
Hukuk Desteği