Av. Sevcen CAN & Av. Yasemin ÇORAK
Türk Ticaret Kanunu (“TTK”); madde 158, 178 ve 190. hükümleri ile işyerinin devrinin iş sözleşmelerine, işçilik hak ve alacaklarına etkisinin ne olacağı konusunda düzenlemeler öngörmekte; birleşme, bölünme ve tür değiştirme yoluyla işyerinin devredilmesine ilişkin sonuçları ortaya koymaktadır.
BÖLÜNMENİN İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ
Ticaret şirketlerinin bölünmesi, gerek tam bölünmede gerekse kısmi bölünmede eğer bölünen malvarlığı unsurları arasında bir işyeri veya işyeri bölümü varsa, işveren değişikliği gerçekleşeceği için İş Kanunu anlamında bir işyeri devri söz konusu olacaktır.
TTK madde 178/1’e göre, şirketin tam veya kısmi bölünmesi halinde, işçilerle akdedilen iş sözleşmeleri, işçi itiraz etmediği taktirde, devir gününe kadar bu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçlarla devralana geçmektedir.
Maddenin 2. fıkrası uyarınca, işçi itiraz ederse, hizmet sözleşmesi kanuni işten çıkarma süresinin sonunda sona erer ve o tarihe kadar iş sözleşmesinden doğan hak, borçlar ve yükümlülükler işçi ile devralan arasında hüküm doğurmaya devam eder. Söz konusu itiraz hakkının süresi ve itirazın şekli TTK madde 178’de düzenlenmemektedir. İşçinin söz konusu itiraz hakkını kullanabilmesi için, işyerinin devredildiğini öncelikle bilmesi gerekmektedir. TTK madde 178’de ise, işverenin işçiyi devir hakkında bilgilendirme yükümlülüğüne yer verilmediği için işveren tarafından işçiye bildirimin nasıl yapılacağı hususu da düzenlenmemiştir. Doktrinde yer alan bir görüşe göre, İş Kanunu madde 22’de öngörülen ve işçiye esaslı değişikliği kabulkonusunda tanınan altı iş günlük süre kıyas yoluyla burada da uygulanabilecektir.
TTK madde 178’de, işçinin itiraz hakkını kullanmasının sonucu olarak iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Ancak TTK madde 178 gereğince, işçi eğer devre itiraz ederse iş sözleşmesi, işçinin kıdemine göre belirlenecek bildirim süreleri sonunda sona ermiş olacak ve bu sona erme de işçinin istifası niteliğinde olmadığı için işçinin şartları varsa kıdem tazminatı alması söz konusu olacaktır. TTK madde 178’in düzenleniş amacının işçiyi korumak, iş güvencesini korumak, işçininkazanılmış haklarının kaybını önlemek olduğu dikkate alınırsa, kanun koyucunun iradesinin, devre itiraz eden işçilere, diğer şartlar da sağlanıyorsa kıdem tazminatı ödenmesi yönünde olduğu kabul edilmelidir.
Maddenin 3. fıkrası uyarınca, eski işveren ile devralan, işçinin bölünmeden evvel muaccel olmuş alacakları ile hizmet sözleşmesinin normal olarak sona ereceği veya işçinin itirazı sebebiyle sona erdiği tarihe kadar geçen sürede muaccel olacak alacaklarından müteselsilen sorumludur. Kısmi bölünmede, bölünen şirket ortadan kalkmadığı için eski işveren ve yeni işverenin müteselsil sorumlulukları söz konusu olur. Tam bölünmede ise, tam bölünerek devrolunan şirket sona erdiği için, esasen ortada müteselsil sorumluluğu devam edecek olan bir eski işveren bulunmamaktadır.
Maddenin 4. fıkrası uyarınca, aksi kararlaştırılmadıkça veya halin gereğinden anlaşılmadıkça, işverenin hizmet sözleşmesinden doğan hakları üçüncü bir kişiye devredemeyeceği düzenlenmiştir.
Maddenin 5. fıkrası uyarınca, işçiler muaccel olan ve birinci fıkrada öngörüldüğü şekilde muaccel olacak alacaklarının teminat altına alınmasını isteyebilirler.Ancak, her şeyden önce teminat talebinin nasıl yöneltileceği ve nasıl uygulanacağı belirsizdir. Ayrıca teminatın gösterilmemesinin birleşme, bölünme veya tür değiştirmeyi önleyip önlemeyeceği de net değildir. İş ilişkisi bakımından devre itiraz etmeyip sadece teminat talep etmiş bir işçinin, teminat gösterilmediği takdirde tekrar itiraz hakkına sahip olup olmayacağı da belirsiz kalmaktadır. Teminatın talep edilme süresine ilişkin olarak bir düzenleme getirilmemiş olması da başka bir eksikliktir.
Maddenin 6. fıkrası uyarınca, devreden şirketin bölünmeden önce şirket borçlarından dolayı sorumlu olan ortakları, iş sözleşmesinden doğan ve intikal gününe kadar muaccel olan borçlarla, iş sözleşmesi normal olarak sona ermiş olsaydı muaccel hale gelecek olan veya işçinin itirazı sebebiyle hizmet sözleşmesinin sona erdiği ana kadar doğacak olan borçlardan müteselsilen sorumlu olmaya devam ederler. Örneğin bir kooperatifin bölünerek bir anonim şirkete devredilmesi söz konusuysa ve bölünerek devrolunan kooperatifin ana sözleşmesinde ortakların şirket borçlarından sorumlu olduğu kararlaştırılmışsa, TTK madde 178’in müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacaktır.
Bir sonraki yazımızda birleşme ve tür değiştirme halinde iş sözleşmelerinin ve işçi hak ve alacaklarının akıbetinin ne olacağına değineceğiz.
Hukuk Desteği