5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (“TCK”) tanımlanan çocuk düşürtme, çocuk düşürme ve kısırlaştırma suçlarının birbirlerinden farklı suçlar olduğunu ve kanun koyucunun her suç için ayrı cezalar tayin ettiğini belirterek; çocuk düşürtme suçu hakkında daha önceki bir yazımızda gerekli açıklamalarda bulunmuştuk. Bahsi geçen çalışmamız için (Lütfen bkz…).
Çocuk düşürme suçu ise TCK 100. maddede “(1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre; anılan suç, gebeliği on haftayı aşmış olan kadının çocuğunu kendi isteğiyle düşürmesi halinde oluşacaktır. Daha açık bir deyişle, gebelik süresi on haftadan az olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi durumunda, çocuk düşürme suçu oluşmayacaktır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu işlemin yetkili kişi veya sağlık kuruluşu tarafından yapılması gerekliliğidir. Zira aksi takdirde, TCK 99/5 madde “Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur …” hükmü gereğince yetkili olmayan kişi bakımından çocuk düşürtme suçu oluşabilecek ve fail aleyhinde iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmedilebilecektir.
Hiçbir tıbbi zorunluluk olmamasına rağmen, gebelik süresi on haftayı aşmış bir kadının çocuğunu düşürten kişi hakkında da, TCK 99/2 uyarınca, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmedilebilecektir. Kadının rızasının bu suçun oluşumunda engelleyici ya da azaltıcı nitelik taşımadığını da yeri gelmişken belirtelim.
Çocuk düşürme suçunun cezası, yukarıda yer verilen madde hükmünde seçimlik olarak belirlenmiştir. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi, kadın aleyhinde mevcut durum ve şartları dikkate almak suretiyle bir yıla kadar hapis cezası kararı verebileceği gibi adli para cezasına da hükmedebilecektir. Anılan madde hükmünün sınırında kalmak kaydıyla, ceza tayini hakimin takdirine bırakılmıştır.
Diğer yandan, çocuk düşürme suçu takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde olmadığından, kadın aleyhinde bu suçtan soruşturma başlatılması için şikayet aranmaz. Suçun savcılık tarafından öğrenilmesiyle birlikte, soruşturmanın re’sen (kendiliğinden) başlatılması gerekir. Suçun şikayete tabi suçlardan olmaması sebebiyle, şikayette bulunan kişinin şikayetinden vazgeçmesi de suçun soruşturulmasını ve kovuşturulmasını sonlandırmayacaktır.
Hukuk Desteği