BAŞKASINA AİT KİMLİK YA DA KİMLİK BİLGİLERİNİN KULLANILMASI SUÇU

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 268. maddesinde Adliyeye Karşı Suçlar kısmında düzenlenmiştir. TCK madde 268 “(1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.” hükmünü amirdir. Maddeden de anlaşıldığı üzere suç, bir kimsenin kendisi hakkında soruşturma ya da kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik ya da kimlik belgelerini kullanmasıyla oluşmaktadır. Suçun oluşması için işlenmiş bir suçun varlığı ve failin bu suçu gizleme amacı gütmesi ve bu amaçla başkasına ait kimlik ya da kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir. “…Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz incelemesine gelince;5237 Sayılı TCK’nun 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için sanığın öncelikle bir suç işleyip kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği, somut olayda ise hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü nedeni ile yakalama kararı bulunan sanığın yakalanmamak maksadıyla başkasına ait kimlik ya da kimlik bilgilerini kullanmaktan ibaret eyleminin 5237 Sayılı TCK’nun 268. maddesinde tanımlanan suçu oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırıdır.” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/2249 K.)

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu seri muhakeme usulüne tabi bir suçtur. Seri muhakeme usulüne tabi suçlar sınırlı sayıda olup, kanunda sayılmıştır.(Detaylı bilgi için lütfen bkz.)

Hukuk Desteği

Madde metninin devamında faile iftira suçuna göre ceza verileceği açıkça belirtilmiştir. İftira suçu TCK madde 267’de düzenlenmiştir. (Detaylı bilgi için lütfen bkz.) Ayrıca iftira suçu için geçerli olan etkin pişmanlık hükümleri başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda da uygulanmaktadır. “Parmak izi araştırması ve katılanın beyanları sonucunda gerçek kimlik bilgileri tespit edildikten sonra sanığın kimliğini açıkladığının anlaşılması karşısında, şartları oluşmadığı halde hakkında TCK’nın 269. maddesinde düzenlenmiş olan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 16. Ceza dairesi 2016/1023 K.) Kimlik bilgilerini zorunluluktan dolayı açıklayan fail Yargıtay kararında da görüldüğü üzere etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamamaktadır. Başka bir etkin pişmanlık kararı ise şu şekildedir; “…Hırsızlık suçundan yakalandığında başkasına ait kimlik bilgilerini vererek, bu bilgilere göre İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2006/98 sorgu numaralı kararı ile tutuklanan sanığın, 15.02.2006 tarihli tutanak içeriğine göre, aynı gün gerçek kimlik bilgilerini söylediği, bu suretle kovuşturma başlamadan evvel kendiliğinden iftirasından döndüğü anlaşılmakla, 269/2. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden uygulama yapılması hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/985 K.)

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir