KAPANIŞ TASDİKİ YAPILMADIĞI HALLERDE TİCARİ DEFTERLERİN HUKUKİ DURUMU

Ticari defterler; ticari işletmenin durumu hakkında bilgiler içeren, içeriğine göre çeşitlilik gösteren ve tacirlerin tutmak zorunda olduğu defterlerdir. Önceki yazımızda ticari defterler ve çeşitleri hakkında detaylı bilgi verdiğimizden (Lütfen Bkz. ) , bu yazımızda kapsamlı olarak ticari defterlerin kapanış tasdikinin zorunluluğu hususuna değineceğiz.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, ticari defterlerin açılış tasdiklerinin yapılması gerekliliğinin mutlak zorunluluğunun yanında, kapanış tasdiklerinin zorunluluğu oldukça ihtilaflıdır. Bu zorunluluğun olup olmadığı kanunlarımızda; İcra ve İflas Kanunu (“İİK”), Vergi Usul Kanunu (“VUK”) ve Türk Ticaret Kanunu’na (“TTK”) göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

  • TTK’nin ilgili hükümlerine göre yapılacak olan değerlendirmeler;

TTK’nin 82. ve devamı maddelerinde; ticari defterlerin, tacirlerin açacağı ya da açmış olduğu davalarda kendi lehlerine delil olarak kullanılabilmesi için ilgili hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlere göre; ticari defterlerin delil olarak kullanılabilmesi için yasada belirtilenlere uygun olarak tutulması, kapanış ve açılış tasdiklerinin kararlaştırılan usule göre zamanında yaptırılması gerekmektedir. Yine TTK’nın çeşitli maddelerinde; ticari defterlerin kapanış tasdikinin yapılmadığı hallerde, -diğer yasalarda bulunan cezai hükümler saklı kalmak üzere-tacire adli para cezası uygulanacağına hükmedilmiştir. Sonuç olarak TTK’nın hükümlerine baktığımızda, ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılması bir zorunluluk gibi gözükmektedir.

  • VUK’un ilgili hükümlerine göre yapılacak olan değerlendirmeler;

VUK’a göre; ticari defterlerin açılış tasdikinin yapılması zorunlu tutulsa da, kapanış tasdiki için herhangi bir madde bulunmamaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki VUK m.352’de; ticari defterlerin zamanında tasdik ettirilmemesi sonucu, tacirlerin uğrayacakları usulsüzlük cezaları hüküm altına alınmaktadır. Sonuç olarak VUK m.30’da yer alan “Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse” şeklindeki hükümle, defter sahiplerinin re’sen (kendiliğinden) yaptırımla karşılaşacaklarını da göz önünde tuttuğumuzda, değerlendirilen Kanunda bir zorunluluk belirtilmese de yorum yoluyla zorunluluk olduğu kabul edilebilmektedir.

  • İİK’ya göre yapılacak olan değerlendirmeler;

İİK’nın 310. maddesinde; TTK’nin ilgili hükümlerinde belirttiği gibi, ticari defterlerini tutmamış, açılış ve/veya kapanış tasdiklerini zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırmamış olan tacirlerin iflasının taksirli olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Ayrıca yine; ticari defterleri gereği gibi tutmayan, açılış ve kapanış tasdiklerini usulüne uygun ve/veya zamanında yaptırmayan tacirlerin konkordato taleplerinin de reddedileceği hüküm altına alınmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar ve hukukun genel ilkeleri birlikte değerlendirildiğinde, emredici hükmün başka bir söylemle zorunluluğun yanında yaptırımın da beraberinde geldiği dikkate alınarak -defterlerin kapanış tasdiklerinin yapılmamasının tacirlerin konkordato taleplerinin reddedilmesi, defterlerin lehe delil olarak kullanılamaması vs. hukuki sonuçlara sebep olacağı, bunların da zaten bizatihi hukuki birer yaptırım mahiyetinde oluşu karşısında- ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin usule uygun ve zamanında yaptırılması, uygulamada karşılaşılması kuvvetle muhtemel neticeler bakımından bir zorunluluk olarak kabul edilebilmektedir.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir