HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İTİRAZI İLE ZAMANAŞIMI DEF’İ HAKKINDA KARAR VERİLMESİ

Ön inceleme aşaması; ancak ön inceleme duruşması sona erdikten sonra, davalının hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı def’inin olması halinde bunların incelenip karara bağlanmasıyla nihayete erer. Bir başka deyişle, sadece ön inceleme duruşmasının bitmesiyle ön inceleme aşaması tamamlanmış sayılmayacak dolayısıyla tahkikat aşamasına da geçilemeyecektir. Tabi ki bu açıklanan durum, davalının hak düşürücü süre itirazı ve […]

Devamını Oku

KİRALANANIN TADİLATI NEDENİYLE KİRACININ TAHLİYE EDİLMESİ

Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) “Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava […]

Devamını Oku

VASİYETNAMENİN TASARRUF EHLİYETİ YOKSUNLUĞU SEBEBİYLE İPTALİ

Daha önce, “Vasiyetnamenin İptali Sebepleri” başlıklı yazımızda (Lütfen bkz…) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca vasiyetnamenin iptaline neden olabilecek hususları sıralamıştık. Bugünkü yazımızda, söz konusu iptal sebeplerinden biri olan yanılma ve aldatma durumunu inceleyeceğiz. TMK 502. maddede kişinin vasiyet yapabilmesi için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olması gerektiği şartı düzenlenmiştir. TMK […]

Devamını Oku

TAHLİYE DAVALARINDA KİRALAYANIN BİRDEN FAZLA KONUTUNUN OLMASI

Türk Borçlar Kanunu’nun madde 350/1, “Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa….” hükmü uyarınca, kiralanan taşınmazın malikinin; kendisinin, eşinin, altsoyunun, üstsoyunun ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin konut ihtiyacına dayanarak tahliye davası açmaları mümkündür. Gereksinim nedeniyle tahliye davalarında, ihtiyacın gerçek, samimi […]

Devamını Oku

KASTEN YARALAMANIN İHMALİ DAVRANIŞLA İŞLENMESİ

“Kasten Yaralama” suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (“TCK”) vücut dokunulmazlığına karşı suçlar bölümünde yer almaktadır (Detaylı bilgi için lütfen bkz.).  Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi ise kanunda ayrı bir madde olarak düzenlenmiştir. TCK madde 88’de “Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin […]

Devamını Oku

FESİH NEDENİNİN İŞÇİ TARAFINDAN DEĞİŞTİRİLMESİ

Bilindiği üzere iş akdinin feshi halleri, haklı nedenle derhal fesih ve bildimli fesih şeklinde esas olarak iki başlık altında kategorize edilmektedir. İki tür fesih de, koşulları ve sonuçları bakımından birbirinden farklı olsa da; karşı tarafa ulaşmasıyla sonuç doğuran fesih beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak olduğundan doğaldır ki kabule bağlı değildir. İş Kanunu’nun “İşveren fesih […]

Devamını Oku

ÇEKTE İBRAZ SÜRESİNİN KAÇIRILMASI

Kambiyo senetlerinden biri olan çek; ticari hayatın sirkülasyonuna uyum sağlamak ve nakit para taşımanın zorluklarını bertaraf etmek için kullanılan, sıkı kanuni şartlara tabi, kıymetli evrak niteliğindeki özel havale senedidir. Emre, nama ve hamiline yazılabilen çekin ibraz süresinin kaçırılması halinde, çekin düzenleniş türüne göre hukuki sonuçlar meydana gelmekte ve bu sonuçların düzenlenmiş çeke çeşitli etkileri bulunmaktadır. […]

Devamını Oku