ZAMANAŞIMI DEFİ’NİN ISLAHLA İLERİ SÜRÜLMESİ

Alacak hakkının kanunda öngörülen sürelerde istenmemesi halinde söz konusu alacak zamanaşımına uğrar. Zamanaşımına uğrayan bu alacak hakkının devlet himayesi altında ilerisürülerek istenmesi halinde mahkeme alacağın zamanaşımına uğradığını re’sen gözetemeyecektir. Bu sebeple zamanaşımının mahkeme tarafından dikkate alınabilmesi ancak taraflarca ileri sürülmesi halinde mümkün olacaktır. Zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi hususunda kanun koyucu özel bir düzenlemeye yer vermediği […]

Devamını Oku

BİLİRKİŞİ ÜCRETİNİN KESİN SÜRE İÇERİSİNDE YATIRILMAMASI

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 94. maddesinde “Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu […]

Devamını Oku

SENETLE İSPAT KURALININ İSTİSNASI OLARAK HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRILIK KRİTERİ

Hukuk Mukameleri Kanunu (“Kanun”) madde 200 uyarınca, yapıldıkları zamanki miktar ve değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçen hukuki işlemlerin senetle ispat olunması gerektiği, madde 201 uyarınca ise senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispat olunamayacağı düzenleme altına alınmaktadır. Kanun’un 202 […]

Devamını Oku

6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU KAPSAMINDA İLK DERECE YARGILAMASINDA SONRADAN DELİL GÖSTERME

Bir önceki yazımızda Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 145 kapsamında sonradan delil göstermeden bahsetmiştik. Bu yazımızda, sonradan delil göstermeye ilişkin diğer hallerden bahsedeceğiz. ISLAH YOLUYLA SONRADAN DELİL GÖSTERİLMESİ Teksif ilkesi kapsamında taraflar, iddia ve savunmalarını belirli bir usul kesitine kadar ileri sürebilmektedir. Islah kurumu, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının bir istisnasıdır. Bu husus, HMK […]

Devamını Oku

4686 SAYILI MİLLETLERARASI TAHKİM KANUNU KAPSAMINDA VERİLEN HAKEM KARARLARININ İPTALİ – V

Bir önceki yazımızda 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (“MTK”) kapsamında verilen hakem kararlarına karşı açılan iptal davasınn sonuçlarından bahsetmiştik (Lütfen bkz…). Bu yazımızda söz konusu iptal kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yollarından söz edeceğiz. MTK madde 15/A-7 hükmüyle, iptal davası hakkında verilen kararlara karşı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) hükümlerine göre temyiz yoluna başvurulabileceği, temyiz incelemesinin MTK […]

Devamını Oku

FER’İ MÜDAHİL

Fer’i müdahil, davaya taraf olarak katılmayıp ancak hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davaya taraflardan birinin yanında yardımcı olarak katılan kimsedir. Fer’i müdahale Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 66. maddesinde “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.” şeklinde tanımlanmıştır. Fer’i müdahilliğin […]

Devamını Oku

BİLİRKİŞİNİN KENDİSİNE VERİLEN GÖREV DIŞINA ÇIKAMAMASI

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 266. maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmünü amirdir. Madde metninde “özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde” şeklinde […]

Devamını Oku