ZAMANAŞIMI DEFİ’NİN ISLAHLA İLERİ SÜRÜLMESİ

Alacak hakkının kanunda öngörülen sürelerde istenmemesi halinde söz konusu alacak zamanaşımına uğrar. Zamanaşımına uğrayan bu alacak hakkının devlet himayesi altında ilerisürülerek istenmesi halinde mahkeme alacağın zamanaşımına uğradığını re’sen gözetemeyecektir. Bu sebeple zamanaşımının mahkeme tarafından dikkate alınabilmesi ancak taraflarca ileri sürülmesi halinde mümkün olacaktır. Zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi hususunda kanun koyucu özel bir düzenlemeye yer vermediği […]

Devamını Oku

TEKSİF İLKESİ

Teksif ilkesi, tarafların iddia ve savunmalarını yargılamanın uzamaması ve belirli bir düzen içinde devam ettirilmesi amacıyla, usul ekonomisine hizmet eder şekilde belirli bir usul kesitine kadar ileri sürebilmesi olarak tanımlanabilir. Medeni usul hukukumuza hakim ilkeler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“Kanun”) “Yargılamaya Hakim Olan İlkeler” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenmiştir ve bu bölümde teksif ilkesine yer […]

Devamını Oku

KISMİ DAVA VE BELİRSİZ ALACAK DAVASI FARKI

Belirsiz alacak davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 107. maddesinde düzenlenmiş olup “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya […]

Devamını Oku