5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) 141. maddesi, hırsızlığı, bir kişinin “zilyedinin rızası olmadan, başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla, bulunduğu yerden alması” olarak tanımlamaktadır. Belirlendiği üzere hırsızlık suçunun konusunu yalnızca taşınır mallar oluşturabilmektedir ve bu mal başkasına ait zilyedin rızası olmadan onun hakimiyet alanından alınmış olmalıdır. Zilyet, malın sahibi anlamına gelmemektedir. Zilyet, başkasına ait taşınır bir malı, malın sahibinin denetimi dışında elinde bulunduran, istese o mal üzerinden serbestçe tasarrufta bulunabilecek olan kişi demektir.
TCK hırsızlık suçunun gerçekleşebilmesi için “bir yarardan” bahsetmektedir. Hırsızlık suçunu işleyen şahıs tarafından elde edilecek bu yarar, malvarlığına ilişkin bir yarar olabileceği gibi “başkasına yarar sağlamak” hayır yapmak gibi manevi bir yarar da olabilmektedir. Failin, hırsızlık suçuna ilişkin eylemlerini icra ederken hukuka aykırı olarak bir yarar elde etmek amacını taşımış olması suçun oluşması için yeterlidir. O yararın suç işlendikten sonra sonuca ulaşıp ulaşmaması suça etki etmemektedir.
Hırsızlık suçu re’sen soruşturulan, herhangi bir kimsenin şikayetine tabi olmayan suçlardandır. Şikayete tabi olmadığından, bir şikayet süresi de bulunmamaktadır. Suçun basit halde işlenmesinde dahi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir.
Yargıtay 13. Ceza Dairesi Esas No: 2014/8998, Karar No: 2014/27949. “…Suça konu malzemeler uzun yıllardan beri etrafı çevrili bulunan hurdalıkta bulunmaktadır. Malzemeler belediyeye ait olsa kamu hizmetine tahsis edilmiş değildir. Fiilin işlendiği hurdalık da mekan olarak kamu kurum veya kuruluşu olarak kabul edilemez. Bu nedenle TCK 142/1-a maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçundan değil, TCK 141. maddede düzenlenen hırsızlık suçunun basit şeklini oluşturur…”
Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas No: 2007/21540 , Karar No: 2008/17511: “…Sanıkların yakınana ait aracın plakasını çalması nedeni ile yapılan yargılamada suçun TCK m. 141 kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir…”
Hukuk Desteği
iletisim: [email protected]
daha önce ikamet ettiğim adresimde ben ve ailem yokken gaz firması tarafından dogalğaz sayacım borcundan dolayı sökülmüş ve daha sonra karşı komşunda evde yok iken onun dogalğaz sayacı sökülüp benim oturdugum dairenin sayaç bölümüne takılmış tüketim olarak 2 yada 3 mtr3 lük bir tüketim olmuş fakat bu tüketimi karşı komşum ben kullanmışımdır der ve karakoldaki ifadesinde davacı olmaz sadece bir daha tekrarlanmasın diye ifade vererek kendisini güvence altına aldığını düşünerek karakola ifade verir. kamu da bana dava actı ve beni 3 yıl hapis cezası verdi ben itiraz ettiğim halde hiç bir kanıt ve şahit v.s. olmadığı halde ben ne yapmalıyım nasıl bir yol cizmeliyim.
Merhabalar,
Kullanım hırsızlığı şikayete bağlı bir suç türüdür, fakat burada kullanım hırsızlığından başka suçlar da ortaya çıkmış olabilir, doğalgaz firmasının sayacına zarar vermek gibi. Dosyanızda suçlu bulunduğunuz maddeleri, dosyanın taraflarının kimler olduğunu belirleyeniz. Muhakkak sizin de ifadeniz alınmıştır, orada ne dediğiniz de önemli. Temyiz süresi içerisinde iseniz kararı bir avukata danışarak temyiz etmeyi tercih edebilirsiniz.
Merhaba Motosikletimi evimden bakdığımda görebidiğim ;Dış kapıları kilitli Avlusunun içinde yine asma kilitle kilitli yeşil alandan ibaret bir bahçenin içind güçlü bir zincir ve güçlü bir asma kilitle beton korkuluğa kiletledim.24 temmuz seçimi günü kutlamaların başlamasını fırsta çeviren hırsız cami duvarından canını hiçe sayarak bahçeye girmiş ve gece gürültüler arasında testere ile asma kiliti kesmiş.yeşilalan bahçe kapısını deforme etmiş.Sonra caminin kapılarının açılmasını beklemiş uygun zamanı beklediğini kamera görüntülerinden izledim.Saat 03.58 de motosikleti alıp gitti.daha öncede sabıkalı olan hırsız yakalandı Annesi ve bir tanık tarafından teşhis edildi.Şimdi tutuklu ne yapmalıyım.Teşekkürler