HAKSIZ REKABET (II)

Bir önceki yazımızda haksız rekabet hükümlerine genel bir giriş yapmış ve başlıca haksız rekabet fiillerinden bahsetmiştik. Bu yazımızda ise, haksız rekabet fiillerinden dolayı hukuki ve cezai sorumluluklar ile açılabilecek davalardan söz edeceğiz.

Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir zarar tehlikesiyle karşılaşabilecek olan kimse; söz konusu fiilin haksız rekabet olup olmadığının tespit edilmesini, haksız rekabetin menini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa; bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise; haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imha edilmesini, kusurun varlığı halinde; zararının giderilmesi için maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir.

Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer mesleki ve ekonomik birlikler, tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşları ve kamusal nitelikteki kurumlar, tazminat talepleri hariç olmak üzere yukarıda sayılan talepleri dava yoluyla ileri sürebilmektedirler.

Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen tespit davası, sadece haksız rekabet fiilinin varlığının saptanmasının haksız rekabetin ortadan kaldırılması için yeterli olabileceği durumlar için düzenlenmiştir ve dava sonucu, davanın konusunu oluşturan haksız rekabet fiilinin tespiti açısından kesin hüküm teşkil etmektedir.

Haksız rekabetin men’i davası ise bir eda davası niteliğinde olup, haksız rekabetin devam ettiği durumlarda açılabilecektir. Bununla birlikte haksız rekabet fiilinin tekrarlanması tehlikesinin varlığı halinde de bu dava gündeme gelebilecektir.

Haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılması ve haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi talebiyle açılan davada ise haksız rekabet sonucu doğan mevcut durumun önceki duruma iadesi istenebilir. Anılan dava ile haksız rekabetin yarattığı tüm etkilerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Ancak hemen belirtelim ki, eski hale iade davası maddi tazminat davasıyla karıştırılmamalıdır. Zira haksız rekabet fiilinin mağduru, ortaya çıkan maddi zararın tazmini amacıyla ayrı bir tazminat davası açmak hakkına sahiptir.

Haksız rekabet sonucu doğan maddi zararın tazmini talebinde, diğer taleplerin aksine failin kusurlu olduğunun tespiti öncelikle gerekecektir. Bununla beraber, maddi tazminat davasının kabulü, davacının somut bir zarara uğramış olmasını ve dava konusu fiil ile zarar arasında nedensellik bağının bulunmasını gerektirmektedir. Bu davalarda ispat yükü davacıdadır.

Yukarıda belirtilmiş olan davaların; fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde 3 yıl içinde açılması zorunludur.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir