İFA ZAMANI

İfa; kelime olarak bir işi yapma, meydana getirme anlamlarına gelmektedir. Borçlar Hukuku kapsamında ifa, bir borcu yerine getirme anlamında kullanılmaktadır. İfa zamanıysa, borcun yerine getirileceği zaman dilimini ifade etmektedir. Türk Borçlar Hukuku kapsamında, genel olarak sözleşme serbestisi esas olduğundan taraflar, ifa zamanını dürüstlük kuralına uygun olarak serbestçe belirleme imkanına sahiptir. Ancak tarafların anlaşmazlığa düştüğü ya da doğrudan ifa zamanını belirlemediği durumlarda bunun için, Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) yedek hükümleri devreye girmektedir. Başka bir deyişle herhangi bir nedenle ifa zamanının belirlenemediği durumlarda, TBK’nin “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” şeklindeki 90. maddesi uygulanmaktadır. Ancak alıntılanan maddenin lafzından anlaşıldığı üzere, 90. maddedeki hüküm vadeye bağlı olmayan borçlarda kullanım alanı bulabilecektir.

Vadeye bağlı borçlarda durum, vadeye bağlı olmayan borçlardan daha farklıdır. Vade, bir borcun veya işin yerine getirilmesi için tanınan sürenin dolması anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla sözleşmenin kurulmasıyla doğan borç, vade tarihinin gelmesiyle birlikte alacaklı tarafından talep edilebilecek; diğer şartlar da sağlanmışsa ifa davası ve cebri icra yollarına başvurabilecektir. Borç; tarafların anlaşması, işin niteliği gereği veya kanun hükmünden dolayı vadeye bağlanmış olabilir. Tarafların anlaşması sonucu borç, ayın sonunda teslim edilecekse, ayın sonu kavramından anlaşılması gereken o ay kaç gün olursa olsun ayın sonuncu günüdür; ayın ortasında teslim edilecekse, yine ay kaç gün olursa olsun belirtilen ayın on beşinci günüdür; ayın başında teslim edilecekse, ayın ilk günüdür. Taraflar sadece zaman dilimi belirtmeksizin ayı kararlaştırmışsa, bu durumdan borcun ayın son günü ifa edileceği çıkarımı yapılmaktadır.

Eğer taraflar; sözleşmenin kurulmasından sonra belli bir süre bitişine göre ifa zamanını belirlemişlerse bu durumda da, TBK’nin “Bir borcun veya taraflardan birine düşen herhangi bir yükümlülüğün sözleşmenin kurulmasından başlayarak belli bir sürenin sonunda ifası gerekiyorsa, ifa zamanı aşağıdaki biçimde belirlenir: 1. Gün olarak belirlenmiş süre, sözleşmenin kurulduğu gün sayılmaksızın, bu sürenin son günü dolmuş olur. Sekiz veya onbeş gün olarak belirlenmiş süre ise, bir veya iki haftayı değil, tam sekiz veya onbeş günü ifade eder. 2. Hafta olarak belirlenmiş süre, son haftanın sözleşmenin kurulduğu güne ismen uyan gününde dolmuş olur. 3. Ay olarak veya yıl, yarıyıl ve yılın dörtte biri gibi birden çok ayı içeren bir zaman olarak belirlenmiş süre, sözleşmenin kurulduğu gün ayın kaçıncı günü ise, son ayın bunu karşılayan gününde dolmuş olur. Son ayda bunu karşılayan gün yoksa süre, bu ayın son günü dolmuş sayılır. 4. Yarım aydan onbeş günlük süre anlaşılır. Bir veya birden çok ay ve yarım ay olarak belirlenmiş sürenin dolduğu gün, son aya onbeş gün eklenerek belirlenir. Bu kurallar, sürenin sözleşmenin kurulmasından başka bir andan işlemeye başladığı durumlarda da uygulanır. Borçlu, belirli bir süre içinde yerine getirilmesi gereken bir borcu, bu sürenin dolmasından önce ifa etmekle yükümlüdür.” şeklindeki 92. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Ayrıca taraflar belirledikleri ifa zamanını uzatmışlarsa yeni süre, öteki sürenin sona ermesini izleyen birinci günde başlamaktadır.

Yapılan açıklamaların ardından önemle belirtmek gerekir ki; TBK’nin 96. maddesine göre işin niteliğinden, sözleşmeden ya da içinden bulunulan koşullardan aksi anlaşılmadıkça borçlu edimini, ifa zamanından önce ifa edebilse de alacaklı dürüstlük kuralına aykırı olmadığı takdirde ifayı kabule zorunlu değildir. Bu durumda borçlunun, -kanun ya da örf ve adet kuralları gerektirmediği sürece- alacaklıdan erken ifa sebebiyle indirim talep etmesi mümkün olmamaktadır.

Son olarak; tarafların aksini kararlaştırmadığı durumlarda borç, alışılmış iş saatlerinde ifa edilir ve alışılmışın dışında ifa edilen borçları, alacaklı kabul etmek zorunda değildir. Başka bir söylemle alışılmamış saatlerde ifa edilen borcu kabul etmeyen alacaklı, alacaklı temerrüdüne düşmeyecektir.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir