EVLATLIĞIN MİRASÇILIĞI

Hakim kararıyla kurulması nedeniyle yapay bir soybağı ilişkisi meydana getiren evlatlık ilişkisi sonucunda evlatlığın, evlat edinen ve onun kan hısımlarına karşı mirasçı olma durumu hakkında çeşitli hukuki sorunlar meydana gelmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) “Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder.” şeklindeki 500. maddesi uyarınca, […]

Devamını Oku

ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARDA EHLİYET

Ölüme bağlı tasarruflar, maddi ve şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. Maddi anlamda ölüme bağlı tasarruflar, mirasbırakanın ölümünden sonra ifa edilmesini emrettiği arzularını ifade ederken; şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar, bu arzuların yer aldığı kalıplardır. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf olarak ifade edilen kalıplar, miras sözleşmesi ve vasiyetname olmak […]

Devamını Oku

AVUKATIN HAKSIZ YERE BAROYA ŞİKAYET EDİLMESİ KİŞİLİK HAKKI İHLALİ OLUŞTURUR MU – II

Bir önceki yazımızda (Lütfen Bkz.) kişilik hakkı kavramından, kişilik haklarından ve avukatın baroya haksız yere şikayet edilmesinin şeref ve haysiyeti ihlal edici bir eylem olacağından bahsetmiştik. Bu yazımızdaysa şeref ve haysiyetin ihlali halinde Türk Medeni Kanunu (“TMK”) kapsamında, faydalanılabilecek koruma yollarını ele alacağız. Kişilik haklarının korunması TMK’ye göre iki şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Bunlardan ilki koruyucu davalar […]

Devamını Oku

TÜRK CEZA KANUNU’NUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULAMASI

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) amacı; her şeyden önce kişi hak ve özgürlüklerinin, hukuk devletinin, kamu düzen, güvenlik, sağlık ve barışının korunması suretiyle suç işlenmesini önlemek olduğundan suç, ceza ile güvenlik tedbirleri de bu amaç doğrultusunda düzenlenmekte ve uygulanmaktadır. TCK’nın uygulama alanı, zaman ve yer bakımından uygulama şeklinde iki ana başlık altında değerlendirilmektedir. Zaman […]

Devamını Oku

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İTİRAZI İLE ZAMANAŞIMI DEF’İ HAKKINDA KARAR VERİLMESİ

Ön inceleme aşaması; ancak ön inceleme duruşması sona erdikten sonra, davalının hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı def’inin olması halinde bunların incelenip karara bağlanmasıyla nihayete erer. Bir başka deyişle, sadece ön inceleme duruşmasının bitmesiyle ön inceleme aşaması tamamlanmış sayılmayacak dolayısıyla tahkikat aşamasına da geçilemeyecektir. Tabi ki bu açıklanan durum, davalının hak düşürücü süre itirazı ve […]

Devamını Oku

KİRALANANIN TADİLATI NEDENİYLE KİRACININ TAHLİYE EDİLMESİ

Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) “Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava […]

Devamını Oku

VASİYETNAMENİN TASARRUF EHLİYETİ YOKSUNLUĞU SEBEBİYLE İPTALİ

Daha önce, “Vasiyetnamenin İptali Sebepleri” başlıklı yazımızda (Lütfen bkz…) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (“TMK”) uyarınca vasiyetnamenin iptaline neden olabilecek hususları sıralamıştık. Bugünkü yazımızda, söz konusu iptal sebeplerinden biri olan yanılma ve aldatma durumunu inceleyeceğiz. TMK 502. maddede kişinin vasiyet yapabilmesi için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olması gerektiği şartı düzenlenmiştir. TMK […]

Devamını Oku