ZORUNLU MÜDAFİLİK

Müdafi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (“CMK”) 2. maddesinde şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı olarak tanımlanmıştır. Şüpheli veya sanık, soruşturma veya kovuşturma evrelerinin her aşamasında bir veya birden fazla müdafiden yararlanmakta kural olarak serbesttir. Ancak CMK’nın ilgili maddelerinde belirtilen aşağıdaki hallerde zorunlu müdafilik kurumu gündeme gelmektedir: Şüpheli veya sanık çocuk, akıl hastası, […]

Devamını Oku

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Kadına yönelik şiddete ilişkin olarak, hem 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’la iç hukukumuzda, hem de İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ile uluslararası hukuk boyutunda düzenlemeler yapılmıştır. İstanbul Sözleşmesi kapsamında kadına şiddete ilişkin yazılarımız için (Bkz…), (Bkz…) Kamusal veya özel alanda fiziksel, […]

Devamını Oku

NİKAH İŞLEMLERİ

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve Evlendirme Yönetmeliği’nde belirtildiği üzere on sekiz yaşını doldurmuş ve mahkemece vesayet altına alınmamış olan kişiler başka bir kimsenin iznine veya rızasına bağlı olmaksızın evlenebilirler. Evlenme, belediyelere bağlı evlendirme dairelerinde gerçekleştirilir. Bununla birlikte, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile müftülüklere de evlendirme memurluğu yetkisi verilmiştir. […]

Devamını Oku

ÜCRETİ ÖDENMEYEN İŞÇİNİN ÇALIŞMAMA HAKKI

Ücret, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinde bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücretin yanı sıra işçiye ödenen prim, ikramiye ve benzer nitelikte her çeşit istihkakın da, işçi adına özel olarak açılan banka hesabına yatırılarak, en geç ayda bir defa, tam ve zamanında ödenmesi gerekmektedir. İş Kanunu’nun […]

Devamını Oku

İRADE BOZUKLUKLARI (III)

İrade bozukluklarından yanılmaya ilişkin yazılarımız için (Bkz…) (Bkz…) Bu yazımızda ise aldatma ve korkutma hallerinden bahsedeceğiz. 2. Aldatma (Hile) Menfaat sağlamak amacıyla bir kimsede yanlış kanaatler uyandırarak onu aldatmak, gerçekte bilseydi yapmayacağı bir işlemi bu sayede yaptırmak olarak tanımlanabilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 36. maddesinde “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir. […]

Devamını Oku

MENFİ TESPİT DAVASI

Menfi tespit davası, borçlunun alacaklıya karşı borcu olmadığına ilişkin tespitin yapılmasını mahkemeden talep edebilmek üzere açabileceği, tespit davası niteliğinde bir dava türüdür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” denilerek menfi tespit davasının icra takibinden önce veya sonra açılabileceği düzenlenmiştir.  Menfi tespit davası icra takibinden önce açılmışsa, borcun yüzde on beşi oranında teminatın mahkeme veznesine yatırılarak icra […]

Devamını Oku

TÜZEL KİŞİLİĞİ OLAN TACİRİN TÜKETİCİ SIFATI

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da(“Kanun”) tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum […]

Devamını Oku