NAFAKA ARTIRIMI

Türk Medeni Kanunu’nda (“TMK”) düzenlenen 4 çeşit nafakadan (tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakası) bu yazımızda yoksulluk nafakası üzerinde duracağız.

Yoksulluk nafakası TMK’nın 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka, sermaye veya irat şeklinde ödenebilir. Eğer sermaye biçiminde ödenmesi kararlaştırılmış ise nafaka borçlusu nafakayı tek seferde toplam olarak öder. İrat biçiminde ödenmesi kararlaştırılmış ise her ay düzenli olarak ödeme yapılır.

Belirlenen nafaka miktarı değişen şart ve durumlara göre yetersiz kalabilmektedir. Hal böyle olunca da nafaka artırımına ihtiyaç duyulabilmektedir. TMK m.176/4’te bu husus ”Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Öncelikli olarak belirtilmesi gereken husus şudur ki; sermaye biçiminde tek seferde ödenen nafakalar için bir artırıma gidilemeyecektir. Bahsi geçen artırım irat şeklinde ödenmesi karalaştırılan nafakalar için gündeme gelebilmektedir.

Nafaka artırımı için mahkeme kararına ihtiyaç olduğundan dava açmak gerekmektedir. Peki nafaka artırım davası hangi durumlarda açılabilir ve açılırken hangi hususlara dikkat edilmelidir?

Nafaka borçlusunun nafakanın bağlandığı döneme göre gelirinde artış olması yahut mali gücünün olumlu yönde değişmesi, nafaka alacaklısının nafakanın bağlandığı döneme göre hayat standardında düşüş olması, enflasyonun değişmesi sebebiyle nafakanın değer kaybetmesi ve artık yetmemesi hallerinden birinin mevcudiyeti halinde nafaka artırım davası açılabilmektedir. Nafaka artırımı için nafaka alacaklısı, taleplerini gerekçeleriyle birlikte mahkemeye sunar. Nafaka artırımında birçok unsur bir arada değerlendirilmektedir. Alacaklısının maddi durumundaki değişiklik, borçlusunun maddi durumundaki değişiklik, değişen şartlar, altın – döviz kurlarındaki değişiklikler, enflasyon oranı, eğitim – sağlık – yaşam standartları – yaş ve sair her türlü unsur nafaka artırımında etken olacaktır. Ancak Yargıtay’ın bazı kararlarında üretici fiyat endeksinin baz alındığını görmekle beraber elbette ki bu kesin bir kural değildir. Somut olaya göre bu değer bazı hallerde düşük kalabilmektedir. Hakim, hakkaniyete göre takdiri bir artırım yapar. Nafaka artırım davalarına ilişkin bazı yargı kararları:

“…Artırım davasında göz önünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklarının ihtiyaçlarını karşılayacak nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafaka artırılmalıdır…” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/1332 E., 2012/5282 K.)

“…Davacı…, boşanma sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 100 TL yoksulluk nafakası bağlanan davacının geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığına göre; işe girip çalışması zorunludur. Bu durumda, aldığı nafaka ile geçinmesi mümkün olmayan davacının, çalışma olgusunun da süreklilik arzetmediği gözönüne alındığında, yoksulluk halinin devam ettiği ortadadır.
Hal böyle olunca; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davacının yoksulluğunun zail olmadığı gözetilerek, yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak, bu süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı hususu gözetilerek, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile artırım talebinin reddine karar verilmiş olması Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerekmiştir….”( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/2676 E.  ,  2013/4367 K.)

“… mahkemece; davalının inşaat teknikeri olup, piyasadaki iş bulma imkanı ve yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak, bu süreçte paranın satın alma gücünün azaldığı hususu gözetilerek, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile artırım talebinin reddine karar verilmiş olması Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerekmiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/11656 E., 2013/14339 K.)

“…Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ….’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır…” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/5576 E.  ,  2016/9791 K.)

“…Dosya kapsamından; tarafların 14.04.2015 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 15.000 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan 1 yıldan uzun bir süre geçtiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…” ( Yargıtay 2.HD 2021/4645 E.  ,  2021/5308 K.)

                                                                                                  Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir